Bugüne kadar pek kimselere söz etmediğim gizli bir hayranlığım var benim. Salvador Dali’nin düşüncelerine ve düşüncelerini yansıttığı eserlerine büyük bir hayranlık duyuyorum. Geçirdiği zor çocuk dönemine karşın bu dönemde kurduğu hayallerin özgüvenine olan etkisi Dali’nin en sevdiğim yönüdür. Onun da aşağıdaki sözlerinde anlatmak istediği üzere, yaşamı hayallerini, hayalleri isteklerini, istekleri de hırsını etkilemiştir.
Altı yaşındayken bir aşçı olmak istiyordum. Yedi yaşındayken Napolyon olmak istiyordum. Hırsım o zamandan beri sürekli olarak artmakta.
Kendine duyduğu inanılmaz özgüven sayesinde, yaşadığı dönemde hiç kimsede bulunmayan bir çalışma titizliğine sahip olması ve insanların çalışmalarını küçük görmesine asla izin vermemesi de Dali’nin sevdiğim diğer özellikleridir. Bu özgüven o derece büyüktür ki, Madrid’deki Kraliyet Akademisi’nde sözlü bir sınava girmeyi reddetmiş ve kendisini şu sözlerle savunmuştur.
Çok özür dilerim, ama bu üç profesörden çok daha zekiyim ve dolayısıyla onlar tarafından sınava çekilmeyi reddediyorum. Bu konuyu çok daha iyi biliyorum.
Kendisini kendi sözleriyle biraz da olsa anlatabilmeye çalıştığım bu adam, düşüncelerini aktardığı o harika eserleriyle 2 ay boyunca İstanbul’da olacak. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 23 Aralık – 26 Şubat tarihleri arasında gerçekleşecek olan sergi, Salvador Dali severlerin kaçırmaması gereken mükemmel bir sergi gibi görünüyor.
“İlahi Komedya”, “Sürrealizm İzleri”, “Gala ile Akşam Yemeği” adlı 3 ayrı başlıkta 120 Salvador Dali eserinin sergileneceği sergi, Tophane-i Amire’de gerçekleşecekmiş. Serginin biletleri şurada, Biletix’te.
Her sabah uyandığımda üstün bir keyif duyarım, Salvador Dali olma keyfini; şu Salvador Dali bugün ne tür harika bir şey yapacak, diye sorarım hayretle kendime.