Kategoriler
Film

The Social Network – Sosyal Ağ (2010)

Değerlendirme: 8 / 10.

Sinemadan geldiğimden beri “yazsam mı yazmasam mı” diye düşünüyorum, sonunda yazmaya karar veriyorum, ama yazmaya başladığımda böyle bir giriş yapacak kadar da bilemiyorum ne yazacağımı. The Social Network beni böylesine derinden etkileyen bir film oldu işte.

Uzun zamandır sinemadan uzak kaldığım için film hakkında hiçbir yorum okumadan gittiğimden midir nedir, izlemeden önce filmden hiçbir beklentim yoktu. Mark Zuckerberg‘in ve Facebook‘un hikayesini anlattığı dışında bir şey bilmiyordum. Hatta şaşıracaksınız belki biliyorum ama, Justin Timberlake‘in oynadığını  bile bilmiyordum. Biyografi filmlerini böyle izlemeyi severim aslında; içeriğini, sonunu bilmeden izlemeyi…

Her neyse, filmden bahsetmeye başlamalıyım sanırım. Bu yüzden filmi henüz izlemediyseniz ya da bir coderın ne olduğu hakkında hiçbir bilginiz yoksa bu yazıyı okumayı burada bırakmanızı şiddetle öneririm. Aksi takdirde ya ağır spoilera maruz kalacak, ya da yazıyı çok saçma bulacaksınız.

Filmin ilk sahnesinde, Mark ile Erica’nın hızlı sohbetine yetişme çabası içerisindeyken aklımda Mark için oluşan üç düşünce vardı. 1. Mark Erica’yı seviyor. 2. Mark’ın tek amacı kendisini Erika’ya ispatlamak. 3. Mark sıkı bir coder. İlk iki düşüncenin herkeste oluşması gayet doğal, üçüncüsü ise sadece sadece benim gibi olan (ya da Mark gibi olan) bir coderın gözünde oluşur sanırım. Film de tam bu düşünceden sonra ilgimi çekmeyi başladı zaten, bu düşünceden sonra filmi Mark gibi bir coder olarak izledim yani…

Social Network - Mark & Ericaİlk sahneden sonra filmde Mark bize üstün zekasını beğenmesi sebebiyle çevresi ile sosyal ilişkiler kurmakta zorlanan asosyal bir dahi olarak anlatılıyor. Kızları oyladıkları o eğlenceli siteyi yaparken ise bu imajların temeli oluşturuluyor aslında. Kızlara kapalı ama alkole ve koda açık bir beyin. Evet, bir dahide bulunması gereken her şey mevcut kendisinde. Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim; bu bölümde resimleri çekmek için kullandığı o yöntemlerin tamamen gerçek olması aptal bir sırıtma yarattı suratımda.

Winklevoss kardeşlerin Mark’ıne aklında Facebook fikrinin oluşmasını sağlamalarıyla film tam anlamıyla başlıyor ve bitiyor. Film içerisindeki konulara tek tek değinerek filmi başından sonuna kadar anlatmak istemiyorum. Bu yüzden bu süre zarfında Mark hakkında ne öğreniyoruz, sadece onlardan bahsedeceğim.

social network mark zuckerbergİlk etepta, Facebook fikrinin aklında belirmesinden sonra sabah akşam kendisini odaklayarak kod yazması, kimseyi umursamaması ve sadece yaptığı şey sebebiyle kendisine hayranlık duyan bir kızla sex yapması yine Mark’ın filmin başında verilen özelliklerini güçlendiriyor. Bunların hemen ardından ise Mark için yeni bir özellik ekleniyor: paraya değer vermemesi. Mark Facebook’u sadece geliştiriyor, reklam aldığı takdirde Facebook’un gelişmesinin duracağını bildiği için reklam almıyor. Amacı para değil, geliştirmek, geliştirmek, geliştirmek. Yani para için değil, istediği için yazıyor tüm o kodları.

İkinci etapta yanında çalışacağı kişileri seçmesini görüyoruz. O shotlar eşliğinde yapılan harika yarışın bir benzerine tanıklık etmiştim. Ama filmdeki biraz uçuk olmuş açıkçası. Bu etapta Mark ne olursa olsun yanında olacak kişilerin kendisi gibi olmasını istiyor, bir anlamda kendisini anlamalarını ve kendisi gibi zeki olmalarını istiyor. Bir coderın kendisini anlayacağını düşündüğü iki çeşit insan vardır: 1.Aşık olduğu kadın 2.Bir başka coder.

Üçüncü etapta ise Mark’ın önceliklerini görüyoruz (ya da gördüğümüzü sanıyoruz). Onun için önceliğin insanlar değil, yaptığı iş olduğunu görüyoruz.  En yakın arkadaşını/şirket ortaklarını ne kadar kolay silebildiğini ve bunu hiç umursamadığını görüyoruz. Davası sürerken dikkatinin nerede olduğu konusuna verdiği cevap bunun en büyük kanıtı aslında.

Ve sona geliyoruz…

Dünyanın en zeki insanı olsan da, en güvenli şifreleri kırsan da, en büyük siteyi yapsan da… Hatta bırak bunları ya, dünyayı durdursan da…

Aklında olan tek şey o olacak.

Çünkü sen, herkese her şeyi anlatabilirsin ama ona asla anlatmak istediklerini anlatamazsın.

Bir Cevap Yazın