Kategoriler
Kitap

Seksen Günde Dünya Gezisi – Jules Verne

Fransız yazar Jules Verne’in hayatının kötü dönemlerinden birinde, bir anda aklına gelen bir fikirle kaleme aldığı ve 1872 yılında yayınladığı ünlü eseri Seksen Günde Dünya Gezisi (Le Tour du monde en quatre-vingts jours), tüm olumsuzluklara rağmen umut ve kararlılıkla devam eden bir yolculuğun öyküsünü anlatıyor…

Değerlendirme: 4.5 / 5.

Seksen Günde Dünya Gezisi (Le Tour du monde en quatre-vingts jours), hem Jules Verne’in hem de macera türünün en bilinen romanlarındandır. Ancak konusu, ismi ve içerisindeki yansımalarla değerlendirildiğinde özgün bir yapıt olarak karşımıza çıkmaz. Romanın yazıldığı dönemde, sanayi devriminin hızla geliştirdiği ulaşım ağının etkisiyle birçok gezgin dünyayı gezdi. Kitabın konusunu oluşturan iddiaya dair fikirlere de her geçen gün bir yenisi eklendi. Amerika’da tamamlanan ilk kıtalar arası demiryolu, Hint demiryollarının büyümesi ve Süveyş Kanalı’nın açılması ulaşım için önemli gelişmelerdi. Bu gelişmeler dünyayı dolaşmaya yönelik tasarı ve denemeleri hızlandırdı. İddialarda bahsi geçen süreleri 70 ila 80 gün arasına kadar düşürdü.

Bununla beraber, kitabın önemli detayı olan meridyenler arası zaman farkı da özgün değildir. Daha önce Edgar Allan Poe‘nun Bir Haftada Üç Pazar isimli romanı başta olmak üzere birçok yerde kullanılan bir fikirdir. [1] İşte bu yüzden, romanın bu denli ünlenmesinin ve günümüzde bile heyecanla okunabilmesinin sırı konusu değildir. Ben bu sırrın, yazarın üslubunda ve karakterlerinde yattığını düşünüyorum.

-Yerlerinize! Yerlerinize! diye bağırdı biletçi.

-Evet, herkes yerlerine, herkes yerine! diye tekrarlıyordu Passepartout da. Hem de çabuk! Ama yine de, ilkin yolcuları yaya olarak geçirip sonra treni geçirmenin çok daha doğal olacağını düşünmemi engelleyemezsiniz!..

80 Günde Dünya Gezisi, Juls Verne, s203.

Zorluklara Karşı Kararlılıkla Mücadele

Jules Verne, 1970-1971 tarihli Fransa-Prusya Savaşı sırasında askere alındı. Savaşın yanında, babasının ölümü, önceki çalışmalarından alamadığı telif ücretleri gibi rahatsız edici olaylar yaşadı. Bu yıllarda hem maddi hem de manevi anlamda zor bir dönem geçirdi. Seksen Günde Dünya Gezisi‘ni yazmak da tam bu dönemde, bir kafede gazete okurken aklına geldi. Kendisinin deyimiyle, hayata dair yeniden heyecan duymasını sağladı. Kitap, akkında hiçbir şey bilinmeyen Phileas Fogg isimli İngiliz beyefendisinin, bir anda girdiği bir iddia sonucunda yanına aldığı uşağı Jean Passepartout ile beraber dünya turuna çıkmasını anlatır. Yazarın yaşadığı zorluklarla başa çıkmak istercesine yansıttığı umut ve kararlılıkla dolu bir yapıttır.

Başta Fogg olmak üzere romanda tam anlamıyla olumsuz düşüncelere sahip hiçbir karakter bulunmaz. Karakterlerin -doğru ya da yanlış- tüm düşüncelerinde ve eylemlerinde genel bir kararlılık hakimdir. Bazen kısa bir anlığına olumsuz düşünebilirler. Ancak hemen ardından, görev bilinçleri gereği ya da nedensiz bir şekilde, doğru davranmaya devam ederler. Bu tümden kararlılığa karşın, hikayede sert çatışmalar da bulunmaz. Yazarın ustaca kullandığı mizahi dili, sert çarpışmaları son anda engelleyerek karakterleri başka hedeflere yönlendirmeyi başarır. Birinin fikrindeki kararlılığı, diğerlerinin onu dinlememekteki kararlığı engeller örneğin…

Yolculuk boyunca Phileas Fogg ve uşağı Passepartout’nun karşılaştığı türlü olaylar ve şanssızlıklar onları hedeflerinden uzaklaştırır. Yine de Fogg’un umudu, soğukkanlılığı ve kararlılığı onların bir şekilde programa sadık kalabilmelerini sağlar. Verne’in kitabı yazdığı dönemini düşündüğümüzde Fogg’un kararlılığı daha anlaşılırdır. Kendisinin yeniden hayata tutunmasını sağlayan umudu ve kararlılığı en çok bu karakterin içerisinde yeşertirmiştir. Passepartout’nun yolculuğun bazı kritik anlarında ortaya çıkan cesareti de insanın hayatta sahip olması gereken önemli şeylerden birisidir tabii.

Netice olarak, okuyucuya bu kitabı sevdiren, sanılanın aksine maceranın sürpriz sonu değildir. Okurken etkileyen şey, diğer kitaplarında da olduğu gibi yazarın mizahi dili ve bu kitaba özgü diyebileceğimiz sebepsiz ve sınırsız kararlılığıdır. Fogg’un nedeni kitapta belirtilmeyen kararlılığının sebebini, okurken içten içe biliriz; bu kararlılık, insanın hayata karşı taşıması gereken kararlılıktır. Bu yüzdendir ki, Seksen Günde Dünya Gezisi‘ni çocuk ya da yetişkin fark etmeksizin, hayata karşı hislerini güçlendirmek isteyen herkesin okuması gereken kitaplar arasında gösterebiliriz.

Seksen Günde Dünya Gezisi’nin Baskıları

Seksen Günde Dünya Gezisi kitabının, Fransızca aslının (Le Tour du monde en quatre-vingts jours ) ilk basımlarından birine ait kitap kapağıdır.

Yazıldıktan günümüze sayısız kişiye ulaşan ve ilham veren bu kitabın ülkemizdeki baskıları epey geçmişe dayanıyor. 1895’te Osmanlı’da Ahmed İhsan‘ın çevirisiyle yayımlanan kitap, günümüzde Milli Eğitim Bakanlığı‘nın 100 Temel Eser listesinde yer alıyor. Telifi olmadığı için, çeşitli yayın evlerinden farklı isimlerle birçok baskısı mevcut. [2] Eski baskılarda kullanılan Seksen Günde Devr-i Alem ve Seksen Günde Dünya Turu isimleriyle de biliniyor. Okuduğum ve tanıttığım bu baskısı ise Bertan Onaran‘ın Fransızca aslından çevirisiyle yapıldı. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları‘nın Modern Klasikler Dizisi içerisinde yer alıyor. Yayınevi öncesinde 16 basımını yaptığı kitabı, Mart 2017’de dizi içerisine almıştı. Kitabın aynı isimli, Yonca Dalar‘ın çevirisiyle çocuklar için kısaltılan bir versiyonunu da İş Çocuk Klasikleri Dizisi içerinde bulabilirsiniz.

Bir Cevap Yazın