Take Me To The River, efsane müzisyen Al Green‘in unutulmaz parçalarından biridir. Sanatçının 1974 yılında çıkardığı sekizinci stüdyo albümü Al Green Explores Your Mind‘de yer alıyor. Parçanın sözleri, Green ve Mabon Hodges tarafından 1973 yılında Arkansas Gölü’nde kiraladıkları bir evde yazıldı. Sözleriyle sanatçının dini inançlarının sınırlarını zorladığı bir parçaydı. Bu yüzden 1976 yılında, papaz olduktan sonra parçayı repertuarından çıkardı. Parçayı yeniden sahnede söylemesi ise uzun yıllar aldı. Yine de çok az seslendirdiğini belirtmek gerek. 2000 yılında gelindiğinde ise tamamen farklı bir bakış açısına sahipti. Otobiyografisi için Take Me To The River ismini seçti. Şüphesiz ki bu doğru bir tercihti. Parça bu tercihin dört yıl sonrasında, 2004 yılında Rolling Stone’un Tüm Zamanların En iyi 500 Şarkısı listesine ismini yazdırdı.
Parçanın orijinalinden çok daha iyi olduğunu düşündüğüm bu efsane yorum ise Talking Heads‘e ait. Grubun 1978 yılında çıkardığı ikinci stüdyo albümü More Songs About Buildings and Food içerisinde yer alıyor. Aslında Foghat, Bryan Ferry, ve Levon Helm de parçanın coverlarını aynı dönem yaptı. Ancak bu yarışı kazanan Talking Heads oldu. Bu versiyon, 1979 yılında ABD Billboard Hot 100 listesinde 26. sıraya kadar yükseldi. Ardından zaman içerisinde parçanın orijinalinden daha çok ünlendi. Benim sevme ve bu listeye alma sebebim ise, yalnızca bu ün ile sınırlı değil. Bu yorumda soul ve pop gibi birbirinden çok farklı iki müzik türünü harmanlayarak punk rock diyebileceğimiz bir havada birleştirmiş olmaları hoşuma gidiyor. Hatta, new wave akımıyla ortaya çıkan en güzel parçalarından olduğunu düşünüyorum.