Kategoriler
Kitap

Vatan Yahut Silistre – Namık Kemal

Namık Kemal’in 1872’de kaleme aldığı Vatan Yahut Silistre, sahnelenmesini takip eden olaylar ve sürgünlerle edebiyat ve tiyatro tarihimiz açısından dikkat çekici bir eser olarak karşımıza çıkıyor…

Değerlendirme: 1 / 5.

Namık Kemal, ilk tiyatro oyunu olan Vatan Yahut Silistre‘yi, 1872 yılında Gelibolu Mutasarrıflığı yaptığı dönemde kaleme aldı. Vatan sevgisini konu alan oyun, 1853-1856 Kırım Savaşı sırasındaki Türk askerlerinin vatanperverlik ve kahramanlığını sergiler. Oyunun amacı, vatan sevgisini her şeyden üstün olduğunu ortaya koymak ve halka bu düşünceyi aşılamaktır. Bunu, vatan sevgisini aşk başta olmak üzere, aile sevgisi gibi çeşitli duygularla karşılaştırarak yapar. Namık Kemal bu duyguların hiçbirini vatan sevgisinden daha küçük görmez; ancak her birinin temelinde vatan sevgisi olduğunu savunur.

Dört perdelik oyun, Zekiye isimli bir genç kız ile İslâm Bey arasındaki aşk etrafında gelişir. İlk perde, ikilinin aşkını anlatarak başlar. Birbirlerini çok severler ancak İslâm Bey, vatan için gönüllü olarak orduya katılmıştır. Ayrılmadan önce Zekiye ile yaptığı konuşmada, vatan aşkına yönelik uzun tiratları vardır. Zekiye de bunları kabul eder, vatan aşkının büyüklüğü karşısında boynunu eğer. İslâm Bey gider. Zekiye de onun ardından gitmek için ölen kardeşinin kıyafetlerini giyerek erkek kılığına girer. Oyunun diğer üç perdesi Silistre Kalesi’nde geçer. Erkek kılığındaki Zekiye’yi ve kalede gelişen olayları görürüz. Namık Kemal, savaşta gelişen olayları, sayıca az olmalarına rağmen düşman saldırılarına yiğitçe direnen askerleri anlatır. Albay Ahmet Sıtkı Bey, Çavuşu Abdullah, İslâm Bey ve Zekiye bu olayların merkezindedir. Bu perdelerde, vatan sevgisini aile sevgisinden üstün göstermek için yazdığı, beklenmedik bir karşılaşma da vardır…

Oyunun Sergilenişi ve Ardından Gelen Sürgünler

Namık Kemal, Gelibolu’da yazdığı eserini, İstanbul’a dönmesinin ardından, üyeleri arasında bulunduğu tiyatro komitesine sundu. Suriye Valisi Reşit Paşa’nın başkanı olduğu komitede, Güllü Agop da yer alıyordu. Oyun, 1 Nisan 1873 Salı günü, Güllü Agop’un Gedikpaşa Tiyatrosu‘nda sahnelendi. Bu oynanış, dönemin siyasi, edebi ve tiyatro tarihimiz açısından en önemli olayıdır. O dönemde padişah, Abisi Abdülmecid’in erken ölümünün ardından tahta geçen Abdülaziz’di. Aydınların birçoğu ise taht için veliaht Murad’ı destekliyordu. Bunun başlıca sebebi, Murad’ın alafranga yaşam biçimi ve meşrutiyet fikrine sıcak bakmasıydı. Veliaht, Namık Kemal, Ziya Paşa ve İbrahim Şinâsî gibi isimlerle sıklıkla görüşüyordu.

Sahnelenen oyun izleyicilerde büyük bir coşku yarattı. Oyunda geçen “Yaşasın Vatan!” nidalarına seyirciler de katıldı. Nidalara, “Mûradımız budur, Allâh muradımızı versin” gibi muhalifleri de eklendi. Bu, Abdülaziz’in yerine V. Murad’ın tahta geçmesini isteyenlerin açık bir kelime oyunuydu. Oyunun ardından, göstericiler Namık Kemal’in gazetesi olan İbret‘e “Var Olsun Kemal-i Millet” başlıklı bir mektup bıraktı. Mektubun ertesi gün yayımlanması üzerine, gazete kapatıldı. Oyunun ilk gösterimlerinin ardından, Gedikpaşa Tiyatrosu ile ilgisi olan yazarlar da tutuklandı. Ahmet Mithat, Ebuzziya Tevfik, İsmail Hakkı ve Nuri Bey gibi isimler Namık Kemal ile aynı kaderi paylaştı. Çeşitli yerlere sürgüne gönderildiler. Uygulanan baskı ile temsiller bir süreliğine durdu…

Baskıya Dair

Eserin özgün adı yalnızca Vatan‘dır. Sahnelenmesinin ardından yaşanan olaylar neticesinde, bir süre Silistre adıyla sahnelendi. Bu iki isim sebebiyle, zamanla Vatan yahut Silistre olarak yaygınlaştı ve kabul gördü. Oyunun metni, ilk oynandığı günden bugüne birçok yayınevi tarafından sayısız kez basıldı. Okuduğum ve okumak isteyenlere tavsiye edebileceğim bu edisyon, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıktı. Refik Durbaş tarafından günümüz Türkçesine uyarlanan eser, yayınevinin Türk Edebiyatı Klasikleri Dizisi içerisinde yer alıyor.

Vatan Yahut Silistre Üzerine Kısa Yorumum

Vatan Yahut Silistre’nin tiyatro başta olmak üzere tarihimizdeki etkisi oldukça büyük. Kitap üzerine yaptığım okumalarda bu büyüklükten fazlasıyla etkilendim. Yine de bu büyüklüğün eserin içeriğinden gelmediğini düşünüyorum. Yukarıda kısa bir özetini verdiğim olaylar, daha sonra gelişen birçok toplumsal olayla ilişkili kabul ediliyor. Buna karşın, doğrudan oyunla gelişmiş değiller. Oyunun gösteriminin, halkta halihazırda var olan duygu ve düşüncelerin dışa vurulduğu protestolara dönüştüğünü söylemek daha doğru olur. Sürgünlerden bir süre sonra tiyatroya yeniden izin verilmesi bu düşüncemi destekliyor. Vatan Yahut Silistre, gösterimlerin yeniden başlamasının ardından birçok kez oynandı. Bazılarını padişah da izledi…

Vatan Yahut Silistre, propaganda ve militarist söylemler içeren, altı düşünülmeden yazılan bir metin. Namık Kemal vatan sevgisini, yalnızca vatanı savunmak ve düşmana karşı durmak çerçevesinde işliyor. Cesaret, yiğitlik, kahramanlık ve en önemlisi de fedakarlık üzerinden vatan sevgisini ölçüyor. Yazdığı eserden anlaşılıyor ki ona göre zaten her Osmanlı ferdinde bu nitelikler var. Aradaki çürük elmalar da hain ilan ediliyor. Peki o zaman imparatorluk neden çöküşteydi? Bir süre sonra neden yıkıldı?

Bu soruların cevapları çok uzun. Kısacası, Namık Kemal’in bu kitapta ortaya koyduğu vatan sevgisi tanımı ile çok farklı görüşler paylaşıyorum. Bu yüzden, metin duygularıma hitap edemiyor. Bir de kitapta köpeklere alçak dediği, insanların köpek gibi alçak olamayacağını ve insandan büyük yalnızca Allah’ın olduğunu söylediği bir bölüm vardı. Kimseye zararı olmayan bir canlıya alçak demek, ne bileyim… Önce İntibah, ardından bu eseri… Ben Namık Kemal’i hiç sevemedim. Puanım: 1/5

KAYNAKÇA
  1. Osmanlı Tiyatrosu, Metin And, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları No:258, 1976.
  2. Nâmık Kemal – TDV İslâm Ansiklopedisi
  3. Osmanlı Tiyatrosu: Çok Kültürlü Tiyatro Geçmişimiz – artizan
  4. V Murad – Wikipedia
Murat Yıkılmaz » Okuduklarım » Kitap » Vatan Yahut Silistre – Namık Kemal

Bir Cevap Yazın