Jules Verne’in 1870 yılında yayımlanan romanı Denizler Altında Yirmi Bin Fersah, yazarın en bilinen eserlerindendir. Dünyanın en çok çevrilen on kitabından biri olan bu eser, okuyucunun hayatına bir noktadan dokunup, bambaşka bir yaşam merkezinin varlığını gösterir. Dünyanın %70’ini kaplayan okyanusları keşfetmeye merak uyandıran bu macerada, Nautilus’un bir konuğu da okuyucudur. İlk bakışta roman karakterlerinin sayısının az olması ve romanın geçtiği alanın sınırlı görünmesi yanıltıcıdır. Verne, az sayıda karakter üzerinden, insan çeşitliliğine atıfta bulunan sembollerle okuyucunun zihninde birçok kapı aralar. Nautilus ise başlangıçta sınırları belirli bir denizaltı gibi görünse de, roman ilerledikçe sınır tanımazlığın sembolü haline gelir.
Romanın ortaya çıkış fikri, Verne’e George Sand tarafından 1865 yılında yazılan bir mektuba dayanır. Verne, Fransız yazar Sand ile yayıncısı Hetzel aracılığıyla tanışmıştır. Sand’in mektubu Balonla Beş Hafta ve Dünyanın Merkezine Yolculuk’u takdir ederek başlar. Daha sonra, Verne’den denizlerin derinliklerini gösteren yeni bir macera temennisinde bulunur. Bu temenni, Verne’in en kapsamlı çalışmalarından biri olan Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’a ilham olmuştur.
Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’ın Konusu
Roman, 1866 yılında denizlerde bazı gemilerin batmasına sebep olan canavar için düzenlenen avı konu alarak başlar. Söz konusu bu canavarın dev bir balina olduğu düşünülmektedir. Fransız Biyolog Pierre Aronnax, hizmetçisi Conseil ve ünlü Kanadalı avcı Ned Land av için düzenlenen sefere katılan isimlerdir. Seferdekiler, kaptan Farragut’un önderliğinde donanmanın sancak gemisi Abraham Lincoln ile yola çıkarlar. Japon kıyılarında son bulan beş aylık bir arayışın ardından, canavar ile karşılaşıp ve çatışma yaşarlar. Bu çatışma esnasında Aronnax ve Land denize düşerken, Conseil de efendisini kurtarmak için arkalarından atlar. Gecenin karanlığında, bir süre sonra fütüristtik bir denizaltı olduğunu keşfedecekleri söz konusu canavarın sırtına tırmanarak hayatta kalırlar. Gün ağrıdığında, avlamaya çalıştıklarının avı olan üçlü, mürettebat tarafından yakalanarak gizemli kaptan Nemo’ya sunulurlar.
Adından başka, hakkında bilgi edinilmesi güç gizemli kaptan, sırrına vakıf oldukları gerekçesiyle üçlüyü esir alır. Bu noktadan sonra roman, kahramanların esir hayatı sürdükleri Nautilus ile yaptıkları yolculuğu ve yaşadıkları maceraları anlatır. Kimsenin ulaşamadığı denizlerde yolculuk eden bu gizemli denizaltının ve kaptanının öyküsü nedir? Pierre Aronnax bir yandan bu sorunun cevabını ararken, diğer yandan da karşılaşma imkanı bulduğu eşsiz sualtı güzelliklerinin tadını çıkarır. Nemo ile kurduğu saygılı ilişki onlara denizaltında daha rahat bir esirlik imkanı sağlar. Yine de esaret, esarettir ve iki arkadaşı bu durumdan hiç hoşnut değildir. Nautilus’tan kaçma planları yapmaya başlarlar…
Eserin Yayınlanışına ve Dilimizdeki Baskılarına Dair
Roman ilk olarak 1869-1870 yılları arasında çocuklara yönelik bir edebiyat dergisinde tefrika olarak . Magasin d’éducation et de récréation isimli bu dergi, Verne, Hetzel ve Jean Mace tarafından kurulmuştu. Derginin ardından roman 1870 yılında Hetzel tarafından kitap olarak yayınlandı. Romanın bu ilk baskısında Alphonse de Neuville ve Edouard Riou tarafından çizilen ilustrasyonlar yer aldı. Özellikle Nautilus’a ve Kaptan Nemo’ya odaklanan bu çizimler, Verne’in hayal dünyasının yansımasını bi’ nevi kendi onayıyla görmek adına önemlidir.
Jules Verne’i ülkemize tanıtan Ahmed İhsan Tokgöz, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’ın çevirisini yapan ilk isimdi. 1891 yılında Artin Şirket-i Mürettibiye Matbaası tarafından basılan kitapta, eserin ilk baskısındaki çizimler de yer aldı. Romanın dilimizde Latin harfleriyle ilk baskısını taradığımda ise 1964 yılına kadar gidebildim. M. Doğan Özbay’ın çevirdiği eser, İyigün Yayınevi tarafından yayınlanmış. O günden bugüne de farklı çevirilerle birçok yayınevi tarafından basıldı. Okuduğum ve yorumladığım bu baskı ise, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları‘na ait. Berna Günen‘in çevirisiyle eser, 2019 yılında Modern Klasikler Dizisi’nin 141. kitabı olarak yayınlandı.
Denizler Altında Yirmi Bin Fersah Üzerine Kısa Yorumum
Çocukken beni büyülü dünyalara götüren bu kitabı yetişkin olarak yeniden okumak oldukça farklı bir deneyimdi. Verne’in salt maceranın çok ötesinde olduğunu en iyi anladığım eseri oldu diyebilirim. Denizci yönüm ve amatör tarih meraklısı yönüm kitabı okurken heyecan konusunda yarıştılar. Çocukken anlamanın imkansız olduğu, ancak bugün anlayabildiğim atıflar beni bambaşka düşüncelere götürdü. Özellikle okyanus kaşiflerine ve Girit İsyanına atıflarını oldukça başarılı buldum. Atıfların ne kadar derin ve incelikli olduğunun en belirgin örneği de sanırım Nemo’nun ismidir.
Kaptanın ismi, Nemo kitabı anlamak için önemlidir. Bu isim, Odysseia’nın IX bölümünde Odysseus ve adamlarının Polyphemos ile karşılaşmasına dayanır. Odysseus, Polyphemos’a adını vermek yerine, önemsiz görünebilmek için kendisini κανένας (kanenas-herhangi birisi) olarak tanıtır. Destanın latincesi Ulysses içerisinde bu bölüm Nemo (hiçkimse) olarak çevrilmiştir. Bu çeviriyle bilinen sözcüğün edebiyat literatüründe önemli bir yeri vardır. Nautilus’un kaptanının tıpkı Odysseus gibi denizlerde dolaşmakta ve türlü maceralar yaşamakta olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Bu yönüyle, Verne’in kaptana verdiği isim etkileyicidir. Bir yandan karakterin yaşamını yansıtırken, diğer yandan da onun geçmişini gizlemektedir.
Elbette Kaptan Nemo romanın yalnızca bir yönüdür. Pierre Aronnax başta olmak üzere diğer karakterlerin her birinin üzerine düşünülmesi gereken derinlikleri vardır. Örneğin, Aronnax için Nautilus seyahatinin ne kadar tutsaklık olduğu tartışmalıdır. Ya da romanın anlatıcısı Ned Land olsaydı, tüm o sualtı güzelliklerini anlatır mıydı? Bence bunlar önemli noktalardır. Ayrıca, Nautilus’un varlığı ve temsil ettikleri de en az onu tasarlayan kadar önemlidir. Kısacası, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah, dünyayı tanımaya merak duyanlar için tekrar tekrar okunası bir kitap. Okurken hem dünyanın büyük bir bölümünün ne kadar farklı olduğunu idrak edecek, hem de farklı konularda düşüncelere dalacaksınız…