Çok uzun zamandır sinemadan epey uzaktım. Hem film izlemek için zamanım bulamıyor, hem de birçok kült filmi izlediğim için, izleyecek film bulmakta epey zorlanıyordum. Sonunda son yıllarda çıkan birçok güzel filmi kaçırdığımı fark ettim ve oturup kendime upuzun bir izlenecekler listesi yaptım. Listemin başına da, Hazal’ın tavsiyesiyle izlemeyi düşündüğüm Agora yer alıyordu.
Agora, tarihin gördüğü en başarılı kadınlardan birisi olan İskenderiyeli ünlü filozof ve astronom Hypatia‘nın hayatının bir bölümünü konu alıyor ama bir biyografi filmi sayılmaz. Daha çok Hypatia’nın çevresinde gelişen dini ve siyasi ilişkileri işleyerek bu kavramların toplumu nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor…
Hypatia, babası Theon‘un yönetiminde olan İskenderiye Kütüphanesi‘nde matematik, felsefe ve astronomi dersleri verirken, İskenderiye’de Hristiyanlık hızla yayılmaktadır. Bir süre sonra Paganlar ve Histiyanlar arasında çıkan iç savaşta, Paganların kaybetmesi üzerine Hristiyanlar kütüphaneyi ele geçirir ve içerisindeki tüm belgeleri Hristiyanlığa karşı görerek imha ederler.
Kütüphanesini ve birçok öğrencinin kaybeden Hypatia, aradan yıllar geçmesine rağmen şehre yayılan Hristiyanlığı benimsemez ve astronomi üzerine çalışmalar yürütür ancak, bir süre sonra Piskopos Cyril, Hypatia’nın ateistliğinden rahatsızlık duymaya başlar.
İnandığı değerlerden vazgeçmeyen Hypatia‘yı, özgürlüğe kavuşturduğu eski kölesi Davus ve İskenderiye valisi arkadaşı Orestes‘ten başka koruyacak kimse yoktur; ancak her ikisinin de Hypatia’ya karşı olan hisleri, benimsedikleri Hristiyanlık dini ile büyük bir çelişki içerisindedir…
Filmin oyuncu kadrosunda oyunculukları ile filmi taşıdığını düşündüğüm iki harika isim var. Hypatia karakterini The Mummy ve The Fountain filmlerinden tanıdığımız Rachel Weis canlandırıyor. Hypatia’nın öğrencisi ve İskenderiye’nin valisi Orestes rolünde ise Cohen Kardeşlerin’in harika filmleri ile taıdığımız Oscar Isaac var. Tarihi karakterlere ve sosyolojiye ilgi duyan herkese tavsiye edebileceğim harika bir dram filmi…