Dr. Jekyll ile Bay Hyde, İskoçyalı yazar Robert Louis Stevenson‘ın 1886 yılında yayımlanan üçüncü romanıdır. İngiliz edebiyatının ve hatta dünya edebiyatının en önemli eserlerinden birisi olan roman, gotik korku türünün de en parlak eseri olarak kabul ediliyor. 1883’te yayımladığı ve kendisini üne kavuşturan Define Adası‘ndan çok daha derin felsefi ve psikolojik içerikler taşıyan bu romanla, yazarın daha olgun bir okur kitlesine hitap etmeye başladığını söyleyebiliriz.
Stevenson romanda, alegori yoluyla güçlü bir modernizm eleştirisi yapar. Bay Hyde, bireyin içindeki karanlık yönü, bastırılmış arzuları ve toplumun dayattığı ahlaki normların dışında kalan dürtüleri temsil eder. Dr. Jekyll ise toplumun beklentilerine uygun yaşamaya çalışan, saygın ve uyumlu bireydir. Stevenson, bu iki karakter aracılığıyla, insanların içinde taşıdığı çelişkili doğayı, iyi ile kötü arasındaki savaşı ve modern insanın kimlik krizini gözler önüne serer.
Dr. Jekyll ile Bay Hyde’ın Konusu
Roman, Bay Hyde isimli korkutucu bir adamın küçük bir çocuğa çarptığı ve onu umursamadığı bir hikâye ile açılış yapıyor. Hikâyeyi bir tanıdığından dinleyen Bay Utterson, gizemli Bay Hyde’ın yaşadığı yeri öğrendiğide oldukça şaşır; çünkü Hyde’ın girdiği ev eski dostu Henry Jekyll’a aittir. Duyduğu merak ile Bay Hyde’ın peşine düşen Utterson, bir süre sonra Hyde’ı Jekyll’ın evine anahtarla girerken yakalar ve onunla tanışır. Hyde öylesine tuhaf bir adamdır ki, Utterson onun arkasından “bu adam insan değil sanki!” diye düşünür. Dostunun böyle bir adamla ne işi olabileceğini anlamaz ve başının belada olabileceğini düşünerek ona yardım etmeye karar verir. Hyde ve Jekyll’ın gizemli ilişkisini çözme isteği, onu hiç düşünemeyeceği bir gerçeklikle karşı karşıya getirecektir.
Yaradılışımın artık biçimlendirme gücünü aktarmış olduğum kötücül yanı, az önce alaşağı etmiş olduğum iyicil yanı kadar dinç ve gelişkin değildi. Ne de olsa onda dokuzu uğraşıp didinmekle, erdemli olmaya ve nefsimi bastırmaya çabalamakla geçmiş olan hayatım boyunca kötücül yanım yan gelip yatmış, pek o kadar hırpalanmamıştı. Edward Hyde’ın Henry Jekyll’dan çok daha ufak tefek, zayıf ve genç olmasının nedeni bana kalırsa buydu.
Dr. Jekyll ile Bay Hyde, Robert Louis Stevenson, s68.
Dr. Jekyll ile Bay Hyde’ın Ortaya Çıkışı
Stevenson, Scribner Dergisi’nin 1888 Ocak sayısında yayımlanam Rüyalar Üzerine Bir Bölüm (A Chapter on Dreams) başlıklı makalesinde, romanın ilhamının rüyasında geldiğini söyler ancak bu öyle birdenbire olmuş bir şey de değildir. Çifte varlık duygusunu anlatma fikrinin aklında olduğunu, yaşadığı bir finansal bunalım sırasında bunu nasıl yapabileceğini iki gün boyunca düşündüğünü ve ikinci gece romandan bazı sahneleri rüya olarak gördüğünü belirtir.
Çifte varlık düşüncesinin zihninde belirmesine sebep olan olaydan ise herhangi bir yazısında bahsetmez. Bu yüzden kesin kaynağı belirli değildir ancak güçlü bir teori vardır. Bu teoriye göre, olay romanın yazımından sekiz yıl önce yaşandı. Eugene Chantrelle isimli bir tanıdığı, eşini sigorta parası için zehirleyerek öldürmekten yargılandı ve hüküm giydi. Chantrelle, toplumda saygın bir insandı. Önemli bir okulda, Fransızca başta olmak üzere dil öğretmenliği yapıyordu. Bu yüzden cinayet, dönemin toplumunda büyük ilgi gördü ve Stevenson da duruşmayı yakından takip etti.
Chantrelle gibi saygın bir öğretmen kimliğinin arkasında eşini öldürebilecek kadar acımasız ve manipülatif bir kişiliğin saklanıyor olması, Stevenson’ın “çifte varlık” temasına ilham vermiş olabileceği düşünülüyor. Üstelik edebiyat dünyasındaki teorilere göre Chantrelle olayı yalnızca Stevenson’a değil, bir başka ünlü yazara, Arthur Conan Doyle‘a da ilham vermiştir. Bazı edebiyat eleştirmenleri, Sherlock Holmes karakterinin de bu olaydan esinlenerek ortaya çıkarıldığını söyler.
İlhamın geldiği o geceye dönecek olursak, Stevenson uyandıktan sonra yaptığı her şeyin bilinçli olduğunu söylüyor. Eserini birkaç gün gibi kısa bir sürede tamamladı. Roman, Strange Case of Dr Jekyll and Mr Hyde ismiyle, 5 Ocak 1886’de ilk baskısını yaptı ve toplumun geniş bir kesiminden büyük beğeni topladı. Jekyll ve Hyde’ın, aynı kişiliğin iki zıt yönü olarak metaforu, çok hızlı bir şekilde halkın bilincine yerleşti ve günümüze değin zihinlerdeki varlığını korudu.
Edward Hyde’ın suretine büründüğümde, ilk başlarda, insanların bana belirgin bir korkuyla yaklaştıklarını gözlemledim. Bu, kanımca, karşılaştığımız insanların hepsinin iyilik ile kötülüğün bir bileşimi olmalarından ve insanlar arasında bir benzeri daha olmayan Edward Hyde’ın katışıksız kötülük olmasından kaynaklanıyordu.
Dr. Jekyll ile Bay Hyde, Robert Louis Stevenson, s68.
Türkçe Çevirileri ve Baskıya Dair
Dünyada en çok çevrilen yazarlar arasında yer alan Stevenson’ın başlıca eserlerinin dilimizde de birçok farklı çevirisi bulunuyor. Dr. Jekyll ile Bay Hyde’ı elbette birçok yayınevinde görmüşsünüzdür. Yine de, değerlerini bilmek adına, romanın ilk çevirilerini ve okuduğum çevirisini belirtmek istiyorum.
Romanı dilimize ilk kez 1942 yılında Hamdi Varoğlu kazandırdı. Ahmet Halit Kitabevi tarafından yayımlanan çevirisi, İki Yüzlü Adam ismini taşıdı. Bundan iki yıl sonra, 1944 yılında Zarife Laçinler‘in çevirisi Maarif Vekâleti Basımevi tarafından Dr. Jekyll ile Mr. Hyde ismiyle yayımlandı. Bu ilk iki çeviriden günümüze değin roman farklı çevirmenler tarafından birçok kez yeniden çevrildi ve çevirileri farklı yayınevleri tarafından basıldı. Çevirilerde, çoğunluk olarak Dr. Jekyll ve Mr. Hyde ismi kullanıldı. Okuduğum ve üzerine yazdığım bu çeviri ise Celal Üster‘e ait. Dr. Jekyll ile Bay Hyde: Tuhaf Bir Vaka ismiyle, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları‘nın Modern Klasikler Dizisi içerisinde yer alıyor.
Dr. Jekyll ile Bay Hyde’a Dair Kısa Yorumum
Romanı okumadan önce, konusunu elbette ki biliyordum. Bu yüzden, açıkçası biraz sıkıcı bir okuma olacağını düşünerek kitabı elime aldım. Buna karşın, henüz romanın başlarında kendimi kurgunun gücüne beklemediğim bir şekilde kaptırdım. Romanın anlatımındaki güçlü gizem ve karakterler arasındaki ilişkilerin zamanla derinleşmesi, bildiğimiz o sona nasıl bağlanacağı konusunda bende büyük bir merak oluşturdu. Üstelik romanın işlediği çatışmayı felsefi yönden düşündürüyor olması da okurken büyük keyif verdi. Gerçek bir klasiğin gücünü ve okuma lezzetini hissettiğim bu eseri okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. Puanım: 4/5.
KAYNAKÇA
- “A Chapter on Dreams”, Selected Essays of Robert Louis Stevenson, by Robert Louis Stevenson
- 100 Novels That Changed the World, Colin Salter, s70-71.
Murat Yıkılmaz sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.