Kategoriler
Kitap

Genç Kız Kalbi – Mehmet Rauf

Mehmet Rauf, Genç Kız Kalbi’nde bir genç kızın duygusal dünyasını ve evlilikle ilgili düşüncelerini sade bir dille aktarırken, aynı zamanda dönemin toplumsal yapısına ve siyasi otoritesine de eleştirilerde bulunur.

Değerlendirme: 2.5 / 5.

Genç Kız Kalbi, Servet-i Fünûn yazarları arasında sade diliyle ve karakterlerinin iç dünyasına odaklanan psikolojik eserleriyle dikkat çeken Mehmet Rauf‘un, 1912 yılında dergi için yazdığı ve 1914 yılında da kitap olarak yayımladığı üçüncü romanıdır. Roman, Pervin isimli on dokuz yaşındaki genç bir kızın günlüğüdür. 1911 yılının Haziran ayında yazmaya başladığı bu günlüğe, Mayıs ayında İzmir’den büyük bir heyecanla görmeyi arzuladığı İstanbul’a, amcasına misafir olarak gelişiyle başlar.

Roman gerçekten de ismi gibi, bir genç kızın kalbinden geçenleri içtenlikle aktarır. Pervin’in İzmir’e döndüğü Ağustos ayına kadar İstanbul’da yaşadıklarına onun duygularıyla birlikte tanık oluruz. Yanında kaldığı ailenin yaşamı, genç şair Behiç Bey’e duyduğu aşk ve evliliğe dair düşünceleri günlükte ön plandadır. Bununla birlikte, eğitimli ve zeki bir genç kadın olarak, zaman zaman çağrışımlar üzerinden dönemin toplum yapısına ve siyasi otoritesine dair düşüncelerini de dile getirir.

Mehmet Rauf, kadınlara yönelik olarak, dönemi içinde oldukça ilerici kabul edilebilecek fikirlere sahiptir. Onların sosyal hayata etkin katılımlarını ve tiyatro oyunlarında yer almalarını destekler. Anlatıcısını bir kadın olarak seçtiği bu romanında, Pervin’in ağzından okuyucularına kadın haklarını destekleyen düşüncelerini aktarır. Pervin’in aşka ve evliliğe dair toplumun normlarına uymayan düşünceleri, Mehmet Rauf’un kadınların sesini duyurmak için kullandığı içten ve etkili bir ifade biçimidir.

Bence İstanbul’un en büyük kusuru bir kibar hayatı ve kibar halkı olmamasıdır. Abdülhamit zamanında İstanbul’da asalet türlü köpekliklere zengin olmuş hırsız ailelerine mahsustu, şimdi hürriyet bunu da mahvetti; önceden zaten kibar yoktu, bugün zengin de kalmadı. Eşitlik ise yalnız herkesin ahlaksızlık ve fikirsizlikte birbirine benzemesinde görülüyor demektir.

Genç Kız Kalbi, Mehmet Rauf, s17.

Genç Kız Kalbi’nin Yayımlanışı ve Baskıya Dair

Genç Kız Kalbi, Mehmet Rauf’un diğer birçok eseri gibi ilk olarak Servet-i Fünûn Dergisi’nde dizi halinde yayımlandı. 1912 yılında yazılan ve derginin 9 Mayıs – 8 Ağustos tarihleri arasındaki sayılarında yer alan eser, 1914 yılında Muhtar Halit Kitaphanesi tarafından kitap olarak basıldı. 1946 yılında İnkılap Kitabevi tarafından Latin harfleriyle yayımlanan eser, o günden bugüne farklı yayınevleri tarafından birçok kez basıldı.

Okuduğum ve yorumladığım bu baskı ise, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın Türk Edebiyatı Klasikleri Dizisi içerisinde yer alıyor. Günümüz Türkçesine Ayşegül Çakan tarafından uyarlanan Genç Kız Kalbi, dizideki ilk Mehmet Rauf eseri olarak 2019 yılının Ağustos ayında yayımlandı.

-Neyimiz mi var? Koskoca şanlı bir mazimiz, bu övünç sayesinde büyük bir milli mevcudiyetimiz var…
-Ooo, görüyorum ki siz de iftihar için bugünün fikrine karşılık geçmişin uzak şaşasından medet umanlardansınız…. Evet, geçmişe gıpta, onunla iftihar, bugün iftihar edecek şeyi olmayanlara mahsustur, buna ise ilerleme değil gerileme derler. Büyük milletler ise yalnız ilerleme gösterenlerdir. Hatta bizimki gerileme bile değil… Gerileme için mevcut bir şey olmalı da onu kaybetmeli. Bizde ise önceden beri gafletten, cehaletten başka bir şey yoktu. Halimiz bence bugün ancak yeis ve kederle ifade olunabilir. Hiçbir işe yaramayacağımızı, hiçbir şey yapmayacağımızı anlamaktan dolayı bir yeis ve keder… Şimdiye kadar bu halimizi Abdülhamid’in istibdatına veriyorduk, halbuki işte üç senedir güya hür bir milletiz! Hâlâ o gidiş… Hâlâ, hâlâ… Yine o şahsi ihtirasla, yine o tarafgirlik, yine o menfaatperestlik ve yine o atalet, yine o kabiliyetsizlik… Hâlâ eski ataletten kımıldamadık bile. İlerleme bu mu?

Genç Kız Kalbi, Mehmet Rauf, s54.

Genç Kız Kalbi Üzerine Kısa Yorumum

Romanı günümüz Türkçesine uyarlayan hanımefendi, yazarın sade üslubunu başarılı bir şekilde günümüze taşıyarak, bizlere akıcı bir şekilde okunan bir eser sunmuş. Elime aldığım gibi biten, okurken hiç takılmadığım bir romandı. Ancak, Tanzimat’tan sonraki dönemde kadınların okuma alışkanlığının artmasıyla yazılmaya başlanan ve Servet-i Fünûn’da sıkça gördüğümüz bu tarz romanlar genelde aynı kalıplara sıkışıyor; özellikle görücü usulü evliliğe karşı durmak ve bunun üzerinden bir yapı kurmak dışında derinleşemiyorlar. Bu bakımdan, Genç Kız Kalbi de bu türden bir eserdi.

Ancak tek bir fark vardı ve bu fark, romanı diğerlerine nazaran biraz daha beğenmeme neden oldu. O da Meşrutiyet’i ilan eden ve hürriyet getirdiğini iddia edenlere yapılan eleştirilerdi. Pervin ve Behiç’in ağzından yapılan bu eleştiriler, romanın yüzeysel temalarına biraz derinlik katıyordu. Yazarın eserine adeta birer nutuk edasıyla yerleştirdiği düşüncelerini, dönemindeki konumunu anlamak açısından önemli buldum ve okurken özellikle bunlara dikkat kesildim. Puanım: 2,5/5.


Murat Yıkılmaz sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir Cevap Yazın

Murat Yıkılmaz sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin