Dışarıda, gürültülü bir kafenin en göze batmayan köşesinde kitap ve dergi okumayı seviyorum. Okuduğum kitaptaki bir tipi ya da karakteri benzetebileceğim bir yığın insan olmasından mı yoksa hiçbirinin bana aldırış etmemesinden mi bilmiyorum ama gerçekten çok seviyorum.
Suç, NTV Yayınları’ndan çıkan birçok kitap gibi okumayı oldukça istediğim bir kitaptı aslında ama alışımın üzerinden 2 hafta geçmesine rağmen okuduğum dergiler ve makaleler yüzünden bir türlü okuyamamıştım. Sonunda bir gün kafede otururken, NTV Bilim Dergisi’nin Mayıs Sayısı’ndaki YGS Şifreleri isimli saçma makaleden sıkılıp dergiyi masaya fırlattığımda aklıma geldi. Çantamdan çıkarıp “okuyayım artık” dedim ve tek solukta bitirdim.
Almanya’lı bir savunma avukatı olan Ferdinand von Schirach’ın, karşılaştığı sıradışı insanları ve onların sıra dışı hikâyelerini anlattığı anı kitabı olan Suç, yaşadığınız toplumdaki insanlar hakkında düşünmenizi sağlayan harika bir kitap. Kitabı harika kılan ise hikayelerin gerçekliğinden çok yazarın anlatım biçimi.
Ferdinand von Schirach, olayları kendisinin dahil olduğu ana kadar ilahi bakış açısıyla, kendisinin dahil olduğu andan sonra da kahraman bakış açısıyla anlatmayı başararak harika bir kitap çıkarmış ortaya. Hikâyelerin doğruluğunu, abartılıp abartılmadığını sorguladığınız anlar olsa da kısa sürede yazarın anlatıma kendinizi kaptırıyor ve bu düşüncelerin hepsini bir kenara bırakıyorsunuz. Bir de kalabalık bir ortamda okuyorsanız, çevrenizdeki insanları kitaptakilerin yerine koymadan duramıyorsunuz tabii…
Constantin Film isimli bir film şirketi de kitaptaki hikâleri oldukça beğenmiş ve tüm hikâyelerin film haklarını satın almış. İlk olarak da Şans isimli hikâyeyi sinemaya uyarlayarak 2011’de vizyone sokmayı planlıyormuş. Hikayeler kısa ve öz olduğu için fazla kötü uyarlamalar izlemeyiz diye düşünüyorum ama konu uyarlama olduğu için güvenemiyorum hiçbir film şirketine. Bakalım…