Kategoriler
Sanat

İspanya İç Savaşı’nın Sanata Yansımaları

Lise dönemimin ilk yılında, Ali Çimen‘in Tarihi Değiştiren Savaşlar isimli kitabını okurken, kitap tarih öğretmeninin ilgisini çekmiş ve bir göz atmak istemişti. Kitabın ön bölümündeki içindekiler listesini inceledikten sonra “güzel kitap ama İspanya savaşları yok bunda, onlar çok önemlidir, ileride rastlarsın belki” demişti. O gün uyanan merakım beni İspanya savaşlarına itmiş, önce Vesaret Savaşı’nı, daha sonra da İç Savaş’ı epey bir araştırmıştım.

Neredeyse bir dünya savaşı niteliği taşıyan İspanya Veraset Savaşı sonrası imzalanan Utrecht Barışı, günümüz Avrupa’sının güç paylaşımının temellerini oluşturmuş. Ekonomik ve siyasal etkileri oldukça geniş olan bu savaş üzerine kitap taradığımda, karşıma pek sonuç çıkmamıştı.

İspanya İç Savaşı ise okuyanları halen heyecanlandıran, sanata ve aktivizme etkileriyle hepimizin hayatının bir köşesinde karşısına çıkabilecek önemde bir savaş. Cumhuriyetçilerin tarafında savaşın bir parçası olan o kadar çok sanatçı var ki, saymakla bitmez. Savaşı gözlemlemek için giden W. H. Auden, savaşı en önemli eserine yansıtan Pablo Picasso, savaş muhabiri olan Ernest Hemingway, milislere katılan George Orwell ve Pablo Neruda ilk aklıma gelen isimler…

İspanya İç Savaşı’nın sanata yansıması o kadar önemli ve genişti ki, savaşa dair kaynakları taradığımda karşıma kısa zamanda baş edemeyeceğim kadar çok eser çıkmıştı. O günden bugüne, merakım doğrultusunda bu eserlerin büyük bir kısmını okudum, izledim, dinledim. Geçtiğimiz günlerde de bunlardan birisini, George Orwell’ın milis olarak katıldığı savaştaki deneyimlerini anlattığı, ülkemizde BGST Yayınları‘ndan çıkan Katalonya’ya Selam‘ı bitirdim.

Bugün, aklıma okuduğum tüm bu kitapları listeleyeceğim bir yazı yazma fikri düştüğünde her zaman olduğu gibi kaynak taraması yaparken, bu içeriği biraz daha geniş tutmaya ve yalnızca kaynakları değil, izlediğim filmleri ve bildiğim şarkıları da eklemeye karar verdim. Resimlerin üzerine tıklayarak eserlerin IMDB ve Goodreads sayfalarına ulaşabilirsiniz.

İspanya İç Savaşı’na Dair Kitaplar

Seçtiğim bu yedi kitap içerisinde, henüz okumadığım ama parantez açmak istediğim önemli bir tanesi var.  Lenin çevirileriyle ismine aşina olduğum Ferit Burak Aydar, İspanya İç Savaşı üzerine Türkçedeki ilk özgün çalışmaya imza attı. Agora Kitaplığı‘ndan 2017 Mayıs’ında çıkan İspanya İç Savaşı’nın İzinde isimli eserinde savaşın ve devrimin izini sürüyor. Kısa zamanda kitaplığıma ekleyip okumak istediğim bir eser.

İspanya İç Savaşı’na Dair Filmler

Savaşı ve etkilerini konu alan çok sayıda film olsa da yalnızca izlediğim ve beğendiğim filmleri listelemek istiyorum. Seçtiğim 6 filmi yapım tarihine göre sıralayacağım ama “bir tane izleyeceğim, hangisi olsun?” diye sorarsanız Pan’s Labyrinth derim.

The Spanish Earth, John Dos Passos ve Ernest Hemingway‘in beraber yazdığı, savaşa dair önemli bir belgesel. Belgeselin İngilizce seslendirmesini Hemingway ile beraber Orson Welles üstlenmiş. Savaşın devam ettiği dönemde çekilen bu film, cumhuriyetçiler için önemli bir propaganda malzemesi olmuş.

L’espoirAndre Malraux‘un kitaplar arasında listelediğim aynı isimli eserinden uyarlanmış. Yönetmen koltuğuna oturan yazar, filmi savaş döneminde çekmiş ancak siyasi sebeplerden dolayı 1945 yılında yayınlayabilmiş.

Robert Jordan rolünü Gary Cooper‘ın, Maria rolünü ise sinema tarihinin en güzel kadını Ingrid Bergman‘ın oynadığı For Whom the Bell Tolls da Hemingway‘in aynı isimli kitabından uyarlamadır. 9 Oscar adaylığı, 1 Oscar ödülü bulunan film tam bir klasiktir.

İspanyol yönetmen Carlos Saura‘nın en önemli eseri kabul edilen Cria Cuervos, Franco dönemi İspanya’sında bir ailenin dramatik öyküsünü konu alıyor.  Filmi beğenirseniz, yönetmenin İspanya İç Savaşı’nı konu alan bir diğer önemli filmi ¡Ay, Carmela!‘yı da tavsiye ederim.

Yönetmenliğini Ken Loach‘ın yaptığı 1995 yapımı Land and Freedom, George Orwell’ın yukarıda listelediğim kitabı Katalonya’ya Selam’dan oldukça etkilenmiş olsa bazı yönleriyle yazarın görüşlerine tam zıt bir film. Uluslararası ödüllere doymayan bir başyapıt.

Küçük Ofelia’nın arka bahçelerindeki labirenti keşfetmesini ve Pan adındaki yaratıkla tanışmasını konu alan fantastik film, İspanya İç Savaşı’na ait gerçekçi ve siyasi bir arka planı ustalıkla işliyor. Filmin yaratıcısı ve yönetmeni Hellboy karakterinin de yaratıcısı olan başarılı yönetmen Guillermo del Toro.

İspanya İç Savaşı’na Dair Şiirler

İspanyol İç Savaşı’nın başında Franko faşizmi tarafından kurşuna dizilerek katledilen Federico Garcia Lorca‘nın mezarı bugün bile bulunabilmiş değil. Şair, oyun yazarı, piyanist ve besteci olan, ’27 kuşağının önemli isimlerinden Lorca, o dönemde yazdığı birçok şiirini faşist rejimin ölüm tehdidi gölgeliyordu. 2016 yılında Can Yayınları‘ndan çıkan Ne Garip Federico Adında Olmak isimli seçme şiirlerinde de savaşın izlerini görmek mümkün.

Savaş sırasında orada görev yapan Pablo Neruda, Garcia Lorca’nın ölümünden o kadar etkilenir ki, Cumhuriyetçi harekete katılır. Bu dönemde yazdığı ateşli şiirlerini España en el corazón (Kalbimdeki İspanya) adıyla savaş sürerken bir araya getirdi. Ülkemizde de Evrensel Basım Yayın‘dan Yürekteki İspanya adıyla yayınlandı.

Aynı dönemde Nazım Hikmet de İspanya İç Savaşı’na kayıtsız kalmamış ve Franko faşizmine karşı Karanlıka Kar Yağıyor isimli şiirini kaleme almış.  Yürekleri bir atan bu iki büyük şairin savaşa dair değinmelerini, Tahsin Aydoğdu, Sınırsız Kitap’tan çıkan Nazım Hikmet ve Pablo Neruda’nın İspanya İç Savaşı Üzerine Değinmeleri isimli eserine taşımış.

İspanya İç Savaşı’na Dair Şarkılar

Savaşa yönelik geçmişe dönük bir araştırma yaptığımda, ilk karşılaştığım şarkı bizlerin kısaca ¡Ay Carmela! olarak bildiğimiz Ay Carmela, El paso del Ebro veya diğer adıyla Viva la XV Brigada oldu. Melodisi tanıdık gelecektir diye düşünüyorum, o kadar sevilir ki Türkiye’deki sol eylemlerde de sıkça çalan bir parçadır.

iAy Carmela! haricindeki diğer şarkıları pek bilmesem de, 2003 yılında çıkan hoş bir toplama albüm buldum. Belki savaş döneminden hoşunuza gidecek, bildiğiniz parçalar vardır.

Yakın döneme geldiğimizde ise elbette ilk karşımıza çıkan Metallica oluyor. Grup, 1984 yılında yayımladığı ikinci stüdyo albümü Ride the Lightning‘de İspanya İç Savaşı’na bir selam gönderir. Klasikleşen parçalarından olan For Whom the Bell Tolls, Hemingway’in kitabından bir bölümü konu alıyor: beş cumhuriyetçi asker çalıntı atlarıyla faşistlerden kaçmaya çalışırken kıstırıldıkları bir tepede düşman uçakları tarafından öldürülür. ..for a hill men would kill, why? They do not know..

The Jam de 1980 tarihli Sound Affects albümünde yer alan Start isimli parçayla savaşa bir gönderme yapıyormuş. Paul Weller şarkının sözlerini George Orwell’ın Katalonya’ya Selam isimli kitabından esinlenerek yazdığını söylüyor ama pek bağlantı kuramadığımı itiraf edeyim.

Picasso, Guernica

…Ve savaştan geriye kalan en önemli sanat eseri; Picasso en ünlü tablosu Guernica‘yı Nazilerin İspanya’nın Bask bölgesindeki Gernika kasabasını bombalamasına tepki olarak 15 gün içerisinde tamamlar. Peki savaş karşıtı bir simgeye dönüşen bu eser, sanatsal anlamda neden bu kadar önemli kabul edilir?

Guernica’nın etkileyici gücünün 3,5×7,8 metrelik boyutundan geldiği söyleniyor. Tablo, bakanlara etrafını sarıyormuş hissini yaşattığı için oldukça önemliymiş ama elbette ki bunu görmeden bilemeyiz. Bunun yanında Avrupa resim geleneğine aykırı olarak savaştaki insanlara kahraman gözüyle bakmaması ve savaşa meydan okuması ilk dikkat çeken yönü olmuş. Yine aynı açıdan, askerleri değil, sivilleri konu alması da oldukça önemlidir.

Savaşın masum siviller üzerinde yarattığı acıyı dile getiren Guernica, tamamlandıktan sonra bir dünya turuna çıkarılmış ve birçok ülkede sergilenmiş. Bu dünya turu, İspanya İç Savaşı’na dünya kamuoyunda ilgi uyandırmış ve Guernica savaş karşıtı bir simgeye dönüşmüş.

Bir Cevap Yazın