Kategoriler
Kitap

Baragan’ın Dikenleri – Panait Istrati

Balkanlar’ın Gorkisi lakaplı Panait Istrati’nin 1928 tarihli romanı Baragan’ın Dikenleri, arka planında 1907 Romanya köylü isyanına giden sosyal durumu işlemesiyle dikkat çekiyor.

Değerlendirme: 2.5 / 5.

Baragan’ın Dikenleri, Romanyalı yazar Panait Istrati’nin 1928 tarihinde yayımladığı romanıdır. Bir çocuğun reşit olma öyküsünü anlatan, pikaresk tarza yakın kabul edilen bir romandır. Aynı zamanda yazarın yaşamından otobiyografik ögeler içerir ve siyasi kararların adaletsizliğiyle ortaya çıkan sosyal eşitsizliğe eleştirilerini yansıtır. Roman boyunca tasvir ettiği durum ve anlattığı olaylarda, Romanyalı köylüleri 1907’deki isyana sürükleyen nedenleri görürüz. Nitekim, romanın sonlarında isyanı ve ordunun isyan eden köylülere müdahalesini de anlatır. Romanını da bu müdahalelerde, askerler tarafından öldürülen köylülere adamıştır.

Romanın tamamı Romanya’nın Muntenya bölgesinde geçiyor. Romanın anlatıcısı ve baş kahramanı, adını romanın ortasındaki bir diyalogla öğrendiğimiz 14 yaşındaki Matake’dir. Matake’nin macerası, kuraklık sebebiyle yalnızca deve dikenleriyle kaplı olan Baragan bozkırının kenarındaki Laténi’de başlıyor. Buradaki yoksul yaşamı, romanda tasvir edilen en dip nokta olarak dikkat çekiyor. Roman, Lateni’den batıya, Yalomitsa’dan geçip Başkent Bükreş yönüne doğru devam ettikçe, arka planda, yazarın tasvir ettiği şartların iyileştiğini görüyoruz. Bükreş, fakir çocukların daha iyi bir hayat umutlarının bir sembolü olarak dikkat çekiyor. Yine de, kendi topraklarında serserice ama özgürce bir hayat sürmeyi Bükreş’e tercih ettikleri seziliyor.

Romanın Konusu

Matake ve ailesi Tuna’nın Borcea kolundaki Lateni köyünde yoksul bir yaşam sürmektedir. Devedikenleri ile kaplı olan Baragan bozkırının kenarındaki bu köyün başlıca geçim kaynağı balıkçılıktır. Matake 14 yaşındayken, annesi biriktirdiği para ile bir araba ve yaşlı bir at satın alır. Onu ve babasını, tuzlayıp kuruttuğu 300 kilo balığı satmaları için Baragan’ın köylerine gönderir. Yola çıkan ikili, görevlerini yerine getirmek için bozkırın zorlu şartlarıyla mücadele etseler de, onu yenemezler. Önce yüklerinin bir bölümünü, ardından atlarını ve yüklerinin tamamını kaybederler. Eve parasız dönmek istemedikleri için, bozkırı aşarak Calaraşi’ye ulaşmaya ve orada çalışıp para biriktirmeye karar verirler.

Calaraşi’ye ulaştıklarında Matake ilk kez bir şehir görür. Maceralarının onları götürdükleri yerlerde işçi olarak çalışırlar. Bir noktada, Matake’nin kendi macerasını yaşama zamanı gelir. Hayalleri, Rusya’dan esen rüzgarların koparıp havada uçuşturduğu devedikenlerinin gittiği yöndedir. Onları kovalar ve kendi maceralarını yaşamaya başlar…

Yayımlanışına ve Baskıya Dair

Özgün adı Les Chardons du Baragan olan romanı ilk kez 1928 yılında yayımcı Bernard Grasset yayımladı. İlk İngilizce baskısını, bundan iki yıl sonra, 1930’da Vanguard Press yaptı. Kitabı dilimize kazandıran ise Salah Birsel oldu. Çevirisini 1943 yılında, Burhan Arpad ile beraber kurucusu oldukları A.B. Neşriyat altında Baragan’ın Devedikenleri ismiyle yayımladı. Roman, o günden bugüne değin dilimizde, Özdemir İnce’in çevirisiyle Can Yayınları’ndan ve çeşitli çevirilerle başka yayınevlerinden farklı edisyonlar ile okuyucularla buluştu.

Okuduğum ve yorumladığım bu edisyon ise Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları‘na ait. Yayınevi, Modern Klasikler Dizisi içerisine alacağı ilk Panait Istrait eseri olarak bu romanı seçti. Baragan’ın Dikenleri, dizinin 149. kitabı olarak basıldı. Kitabın çevirisinde Bertan Onaran‘ın imzası yer alıyor. Kitabın isminde “devedikeni” yerine “diken” kelimesinin tercih edilmesi, dikkat çekicidir. Bu tercihin, çeviriden kaynaklı olmasını pek ihtimal dahilinde görmüyorum. Daha akılda kalıcı bir isim olduğu için yayınevinin böyle bir tercihte bulunduğunu düşünüyorum.

Roman Üzerine Kısa Yorumum

Modern Klasikler Dizisi’ni birçok kişi gibi seviyor ve yakından takip ediyorum. Dizide daha önce tanışmadığım yazarlara öncelik verip, birden fazla eserleri varsa arka arkaya okuyorum. Panait Istrati de, uzun yıllar okumak istediğim ancak bir türlü tanışamadığım bir yazardı. Dizide yayımlanma sırasıyla üç eserini okudum. Baragan’ın Dikenleri, ilk okuduğum kitabı oldu.

Romanda, balkanların halen bazı noktalarında gördüğümüz, geleneksel yaşamlarına devam eden yoksul köylülerin durumu çok iyi tasvir ediliyor. Ayrıca arka planda akan süreç, 1907 isyanına dair az bir bilgiyle bile kavranması mümkün olacak kadar çarpıcı ilerliyor. Romanı tarihi bir roman olarak nitelemek doğru olmasa da, bu yönleriyle tarihi anlamda dikkat çekici bir eserdi. Buna karşın, romanın ön planının arkası kadar incelikli dokunmamış olması beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Romanın kahramanı Matake, derinliğine inilmesi mümkün olmayan, çok sıradan bir karakter. Yaşadığı olaylar da okurken aynı hissiyatı uyandırıyor. Yazarın karakteri sıradan bir roman çocuğu olarak yazıp, ustaca işlediği arka planın önüne figüran gibi, bir takım olaylar yaşaması için bıraktığını düşünüyorum.

Bir yönden bakıldığında, bunun bir tercih olduğunu düşünmek mümkün. Belki de Istrati, tüm o yoksulluğun içerisinde, sıradan bir çocuğu böyle anlatmayı tercih etti. Ben yine de, bu düşünce etrafında bile, Matake’yi çok sıradan buldum. Karakterin hislerden uzak uzun tasvirlerinin bazı noktalarında kısacık romanda okuma kopuklukları yaşadım.

Özetlemek gerekirse, Panait Israti’nin olgunluk eserlerinden olan bu kitapta, bir balkan ülkesindeki gerçeği yansıtan yoksul yaşamı ve basit maceraları okumak genel anlamda hoşuma gitti. Bu yönüyle bir Gorki vardı ama eksikti. Karakter derinliği ve karakterin görüşüne dayanan tasvirler anlamında maalesef bir Gorki göremedim. Bir de, bazı noktalarda Türklere karşı olan ırkçı ve kötü söylemlerinden ciddi anlamda rahatsız oldum. Çok büyük beklentilere girilmeden okunabilecek, kısa bir roman. Puanım: 2,5/5.

KAYNAKÇA
  1. Panait Istrati – Wikipedia
  2. Les Chardons du Baragan – Wikipedia
Murat Yıkılmaz » Okuduklarım » Kitap » Baragan’ın Dikenleri – Panait Istrati

Bir Cevap Yazın