Kategoriler
Hayattan

Bozcaada: Cennet’in İmara Açılması

Birkaç yıl öncesine kadar, Bozcaada’yı çevremdeki kimse bilmezdi. Öyle ki, “nereye gidiyorsun?” sorusunu “Bozcaada” diye cevapladığımda, “orası neresi? Kuşadası gibi bir yer mi?” cevabını bile almıştım. Bozcaada, benim için kimsenin bilmediği gizli bir cennetti. İnsanlar betonlaşmış tatil yerlerine gidip gece kulüplerinde eğlenirken ya da her şey dahil beton otellerinde zaman geçirirken ve bunun adına tatil derken, ben yalnızca ellerim ceplerimde ada sokaklarında dolaşmayı bile tüm bunlara değişmezdim.

Sonra, geçtiğimiz son birkaç yıl içerisinde adayı önce gazetelerde yazdılar. Hepsinin başlıkları aynıydı: “Türkiye’nin saklı cenneti Bozcaada” dediler yazdıkları haberlere; beton tatilcileri için bundan daha çekici bir başlık olabilir miydi zaten? Gelen ilk yaz ayıyla beraber adaya doluşmaya başladılar…

Onlar geldikçe, Bozcaada aynı başlıkla televizyon haberlerine de çıktı ve son olarak da bu yıl, çekimleri adada yapılan Bir Küçük Eylül Meselesi filmi adayı epey popüler yaptı. 2 ay önce, Temmuz ayında adaya gittiğimde, ramazan ayı olmasına rağmen ada epey kalabalıktı, fiyatlar 2-3 kat artmıştı ve en önemlisi de işletmeler epey değişmişti. Her şeyin değiştiğini, bir kez daha aynı olmayacağını anlamıştım.

Zaten hükûmet ada için planını çoktan yapmıştı. Adanın %90’ını imara açan, TOKİ’nin adaya gireceği bir planı vardı ancak yıllardır ada halkının iptali için açtığı dava sebebiyle planları bekliyordu. Tüm bu televizyon haberleri, gazete yazıları da bu planlarının bir parçasıydı. Yıllar önce Kaş’a yaptıklarının aynısını yapıyorlardı…

Bugün, Çevre ve Şehircilik bakanlığı imar planını yenilediklerini duyurmuş ama yeni imar planının da pek bir farkı yok; yalnızca ölçeği değiştirmişler. Yani her türlü biz bu cenneti cehenneme çevireceğiz demişler. Bu noktadan sonra geriye dönüş olacağını sanmıyorum. Buraya hükûmet için bol küfür gelecek, çünkü diyecek pek bir şey yok. Ülkede tamamen doğal kalan tek bölgeye de TOKİ giriyor.

Birkaç sene içerisinde Akvaryum Koyu’nda otellerin olacağını düşünemiyorum. Keşke zamanında 12 adanın yanında Gökçeada ve Bozcaada’yı da verseydik. En azından adamlar ne kadar değerli olduklarını, nasıl koruyacaklarını biliyorlar… Bizimkilerse her toprak parçasını sadece rant olarak görüyorlar.

Bozcaada sondu, artık huzur için kaçacak bir yerim kalmadı.

Şu zamandan sonra rakı şişesinde balık olsam, oraya da olta atar bunlar…

Bir Cevap Yazın