HBO, son yıllarda izleyicilerine sunduğu dedektiflik dizileriyle dikkat çekiyor. 2021 yılının ilk çeyreğinde prömiyerini yapan Mare of Easttown da, kanalın bu yöndeki yapımlarının başarılı bir örneği diyebiliriz. Brad Ingelsby‘nin senaryosunu yazdığı ve Craig Zobel‘in yönetmen koltuğunda oturduğu mini dizi, Philadelphia’nın küçük bir kasabasında yaşanan olayları konu alıyor. Kasabada dedektif olan Mare’in hayatını ve aydınlatmaya çalıştığı olayları izliyoruz. Dizinin başrolünde, Mare Sheehan olarak Kate Winslet yer alıyor.
İlk Bölümden Kısa Bir Bakışla Dizinin Konusu
Mare, oğlunun intiharı ve eşinden boşanmasının ardından özel hayatında zor günler geçiren bir dedektif. Lise yıllarında basket takımının yıldızı olması sebebiyle de, küçük çapta yerel bir kahraman diyebiliriz. Hem bu ünüyle hem de dedektiflik göreviyle kasabadaki herkes tarafından seviliyor. Ona duydukları güven, insanların en küçük olaylarda bile polis yerine doğrudan onu aramalarına sebep oluyor. Mare, dizinin başında, geçirdiği zor günlerde bir yandan özel hayatının dağılmasını önlemeye çalışırken, diğer yandan da insanların yardım çağrılarına koşan güçlü bir kadın olarak karşımıza çıkıyor.
Bu ilk izlenimin ardından Mare’in görevine ve özel hayatına dair bilgilerimiz biraz daha derinleşiyor. Bir yıldır kayıp bir kız vakasıyla ilgilendiğini ancak sonuç alamadığını öğreniyor; ardından bu durumun, onu seven kasaba halkının, görevine dair becerileri sorgulamasına yol açtığını fark ediyoruz. Amiri ona yardımcı olması için ilçeden bir dedektif çağırıyor. Eski eşinin evleneceği haberi, torununun velayeti ve çevresiyle ilişkileri derken, kendimizi karmakarışık bir hayatın içerisinde buluyoruz. Mare’in bu karmaşıklıktan tek kaçışı, kasabaya yeni gelen Richard (Guy Pearce) ile arasında geçen ilişki oluyor.
Henüz ilk bölümden bu yoğun ilişkileri izler, dizinin nereye evrileceğini büyük bir merak içinde beklerken, kasabada bir cinayet işleniyor. Genç ve bekar bir anne olan Erin isimli genç kız öldürülüyor. Mare, olayı çözmek için kendisine yardıma gelen Dedektif Colin Zabel (Evan Peters) ile beraber çalışıyor. Bu esnada, hem kendi ailesinde gelişen olaylar hem de kasabadaki karmaşık ilişkiler onu bir an olsun boş bırakmıyor…
Mare of Easttown, 2021 Yılının En Güzel Yapımlarından
Mini dizileri seviyorum. Hem sinema hem de dizi mekaniklerinden beslenen, güçlü bir yönleri oluyor. Bunun yanında, önceden planlanan ve çekilen kesin bir hikâyeleri de var. Bir anda ilgi gören ve ticari çıkarlar doğrultusunda sakız gibi uzatılan dizilere benzemiyorlar. İzleyicilere, sunmak istediklerini sinema filmi gibi tek seferde sunuyor ve tepki bekliyorlar. Mare of Easttown, tepki olarak övgüyü hak edenlerden; konusu, kurgusu, işleyişi ve oyunculuklarıyla 2021 yılının en dikkat çeken yapımlarından.
Dizi, sıradan bir insan diyebileceğimiz tek bir kadın karakter üzerinden ilerliyor. Mare, sıradanlığının içerisinde, yaşadıklarıyla olgunlaşmış ve güç kazanmış bir kadın. Karakterin hikâyesinden gelen gücü, Kate Winslet’ın harika diyebileceğim oyunculuğu ile giderek artıyor. Dizinin başlangıcında Mare’in davranışları üzerine düşünüp, ailesi ve çevresindekiler gibi onu sorguluyoruz. Bölümler ilerleyip hayatına daha çok tanıklık ettikçe ise, onun yanında yer almaya başlıyoruz. Bir anda gelişen olaylar karşısındaki tepkileri ve yaşadıklarından ders çıkararak aldığı kararlar, cinayet ve kayıp vakalarından çok daha fazla ilgi çekiyor. Bu yönüyle bile, Mare of Easttown salt bir polisiye dizi olmaktan uzak, çok daha güçlü bir yapım.
Polisiye yönünden baktığımızda da, karşımıza yine gücünü basitliğinden alan bir yapım çıkıyor. Hem olaylarda hem de çözümde olağanüstü bir yön yok. Yalnızca, küçük kasabadaki karmaşık ilişki ağından beslenen bir gizem var. Dizi ilerledikçe de bu karmaşıklığa tanık olup, neler olmuş olabileceğine dair fikirler üretiyoruz. En güzeli de Mare’in herkesi tanıyor olması sebebiyle bu karmaşıklığın ortasında olması sanırım. Onun bakışından şüphe duyuyor, onunla beraber tanık oluyor, hükme varıyor ve bazen de yanıldığımızı anlıyoruz. Mare of Easttown, tüm bu harika izleyici deneyimlerini yaşamak isteyenlere mutlaka izleyin diyebileceğim bir yapım. Puanım: 8/10