No (2012)… Şili’de 1973 yılında yapılan askeri darbenin ardından iktidara gelen General Augusto Pinochet’in diktatörlüğünde gerçekleşen kayıplar, cinayetler, hapisler ve sürgünler uluslararası kamuoyunda tepkilere neden olduğunda, 1988 yılında Pinochet’e -aslında en büyük müttefiki olan- Amerika Birleşik Devletleri tarafından başkanlık için referandum çağrısı yapıldı. Çağrının asıl amacının ise, ülkedeki tüm gücü elinde bulunduran Pinochet’i devirmek değil, iktidarının halk tarafından onaylanmasını sağlayarak, dikta rejimini meşrulaştırmak olduğu açıktı.
Hükumet referandumun formalite olduğunu düşünerek kendinden emin bir şekilde hareket ederken, 16 partinin koalisyonundan oluşan muhalefetin büyük çoğunluğu da hükumet ile aynı görüşü paylaşıyor ve kaybedecekleri bir seçimden nasıl karla çıkacaklarının hesabını yapıyordu. Referandum için televizyonda kendilerine verilen 15 dakikalık propaganda sürecinde yapmak istedikleri, yaşanan acıları ve mağduriyetleri halkla paylaşmaktı. Buna karşın, reklam kampanyası için kapısını çaldıkları reklamcılar Eugenio Garcia ve Manuel Salcedo ise olumsuz düşüncelere çok zıt, pozitif bir HAYIR kampanyası ortaya koyarak, referandumun kazanılmasını sağladı.

Pablo Larrain, Şili’de Pinochet diktatörlüğünün en şiddetli yıllarına değindiği Tony Manero (2008) ve bu diktatörlüğün kökenine indiği Post Mortem (2010) filmlerinin ardından, No (2012) ile bu hikayenin sonunu da sinemaya aktarmak istemiş. Gerçek olaylardan esinlenilen bu film, referandumun HAYIR kampanyasının oluşumunu anlatan, Antonio Skarmeta‘nın El Plebiscito isimli oyununun başarılı bir sinema uyarlaması…
Filmde yaratılan ve Gael Garcia Bernal’ın başarılı oyunculuğuyla hayat verdiği reklamcı Rene Saavedra karakteri, gerçekte hayır kampanyasının mimarı olan iki reklamcının birleşik bir karakteri olarak düşünülmüş. Hoş ve anlamlı bir detay olarak da, her ikisine filmde EVET kampanyasına hizmet ederken görülecekleri küçük roller verilmiş; Salcedo, hayır kampanyasının video kasetini sansür bürosundan gizlice alıp Pinochet tarafına verirken, Garcia da Pinochet kampanyasının toplantısında yer alıyor.

1988’de yaşanan bu olayları anlatan ve 2012’de yayınlanan film, ülkemizde 2017 yılında gündeme gelmesiyle biliniyor. Anayasa değişikliği referandumunun hayır kampanyası için Eugenio Garcia Türkiye’ye gelmiş ve ana muhalefet partisinin HAYIR kampanyasına destek olmuştu. Pozitif mesajlarla hazırlanan kampanya, maalesef taklit olmaktan öteye gidemedi. Aynı pozitiflikte başarılı bir kampanyanın örneğini iste 2019 yılında, “Her Şey Çok Güzel Olacak” örneğiyle gördük. Ekrem İmamoğlu’na seçimi kazandıran kampanyasının arkasında ne olduğunu anlamak için, bu film güzel bir referans diye düşünüyorum.
Olayların çok basit ve gerçekçi bir şekilde ortaya konduğu filmi, seyir zevki olarak iyi bir sinema filminin oldukça altında bulsam da, gerçekçiliği ve düşündürdükleri ile beğendiğimi söyleyebilirim. Daha fazla gerçeklik vermek adına 1980’lerin sonunda kullanılan Umatic 3:4 formatında çekilmesi filmi sinematografik olarak en beğendiğim detaydı. Puanım: 7/10
Murat Yıkılmaz sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.