Hikayemiz, zamansal olarak Lord Edgware’i Kim Öldürdü‘nün hemen sonrasında ve Mezopotamya’da Cinayet‘in hemen öncesinde geçiyor. 1934 yılının ilkbaharında, İngiltere’nin ünlü fizikçilerinden Sir Claud Amory, çevresindeki insanlardan birinin son buluşunu çalacağından şüphelenerek Hercule Poirot’a bir mektup gönderir. Ricası, formülünü kendisinden teslim alarak Londra’ya götürmesi ve bir bakanlık görevlisine teslim etmesidir.
Dünyada yeterince acı var. Daha fazlasını düşünmek bile istemiyorum.
Acı Kahve, Agatha Christie, s. 149

Dostu Arthur Hastings’i de çağırarak yola çıkan Poirot, Londra’nın güneydoğusundaki Cleve’ye vardığında profesörün cesediyle karşılaşır ve gelini Lucia Amory’nin ricası üzerine, zehirlenerek öldürülen Claud Amory’nin katilini bulma görevini üstlenir. Bu ölümle beraber formülün de çalındığını fark etmesi uzun sürmez. Poirot ve Hastings, hem katili bulmak hem de çalınan formülü geri almak için evdeki herkesi sorgulamaya başlarlar. Bu maceralarında onlara dostları müfettiş Japp eşlik edecektir.
Tiyatro oyunu olarak yazıldığı ve roman uyarlaması bir başka yazar tarafından yapıldığı için bu kitabı Poirot külliyatı içerisinde değerlendirmek gerçekten çok zor. Afili sözleriyle ve kurgusuyla ortalama bir Poirot kitabı olsa da, dar mekan ve diyaloglar aslında bir sahne oyunu olduğu hissini hep yaşatıyor. Bu yüzden, oyun olarak ya da film izlemek de değerlendirme için faydalı olabilir.