Kategoriler
Kitap

Seyahat Sanatı – Alain de Botton

İsviçreli yazar Alain de Botton’un seyahat kavramını irdelediği denemesi Seyahat Sanatı, okuyucunun gelecek seyahatlerini etkileyecek önemli tespitleri içermesinin yanı sıra, geçmiş seyahat deneyimleri üzerine düşündürerek birikimlerinden yeni kavrayışlara ulaşmasını da sağlıyor.

Değerlendirme: 3 / 5.

Toplumun sorgulamayı bıraktığı ve sıradanlaştırdığı olaylara farklı bir açıdan yaklaşmayı seven İsviçreli yazar Alain de Botton; 2002 yılında yayımladığı Seyahat Sanatı isimli deneme kitabında, seyahat kavramını birçok yönden incelemeye alıyor. Neden ve niçin seyahat ettiğimizin sorgulamasıyla başlayan bu deneme, nasıl seyahat edilmesi gerektiği, seyahatten elde edilen kazanımların değerlendirilmesi ve alışkanlıklar gibi birçok alt başlığa yayılarak ilerliyor. Botton, kendi seyahat deneyimlerinden yola çıkarak yazdığı kitabın her bölümünde, düşüncelerini örneklerle yansıtmak için farklı bir sanatçının rehberliğine başvuruyor.

Kitap, Kalkış, Nedenler, Doğa, Sanat ve Dönüş başlıklı beş ana başlıktan oluşuyor. Dönüş hariç her başlık da kendi altında iki bölüme ayrılıyor. Botton, ilk olarak Fransız yazar Joris-Karl Huysmans‘ın rehberliğinde seyahatten beklentileri inceleyerek başlıyor denemesine; A Rebours (Tersine, Yapı Kredi Yayınları, 2003 [1]) romanı üzerinden beklentiler ile gerçeklik arasındaki ilişkiye değiniyor. Barbados seyahati üzerinden kendi arayışını, yanılsamasını ve gerçekliğini paylaşıyor. Ardından Charles Baudelaire ve Edward Hopper‘ın rehberliğinde seyahat mekanlarının bir incelemesini yapıyor. Seyahat esnasında bulunduğumuz servis istasyonları, benzinlikler, hava alanları, uçak, tren gibi alanların deneyimlerimizdeki etkisini irdeliyor. Bu alanlardaki sessiz ve huzurlu yalnızlığımızın, kendimizle hesaplaşmamız; ve ardından en iyi taraflarımızı yansıtmaya karar vererek ayrılmamıza yönelik rahatlatıcı bir farkındalık yarattığını söylüyor.

Sürekli düşünü kurduğumuz, saatlerce süren bu tren yolculuğunun sonunda kendimize döndüğümüzü, bizim için önemli olan duygu ve düşünceleri geri getirdiğimizi hissederiz. Kendimizle yüzleştiğimiz yerin evimiz olması şart değildir. Aksine evdeki eşyalar değişimin önüne geçer çünkü eşyanın kendisi zaten değişmemektedir. Ev içindeki dekor yüzünden günlük yaşamdaki benliğimize (belki de bizim aslımızı yansıtmayan kimliğe) zincirlenir kalırız.

Seyahat Sanatı, Alain de Botton, s64.

Kalkış bölümünün ardından, Gustave Flaubert, Alexander von Humboldt, Vincent van Gogh ve John Ruskin gibi birçok sanatçının rehberliğinde, Amsterdam’dan Madrid’e, Londra’dan Sina Yarımadası’na kadar geniş bir coğrafyada uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. Botton seyahati ruhu dinlendiren bir etkinlik olarak görüyor. Nereye gidilmesi ve nasıl seyahat edilmesi gerektiğine yönelik yapılacak araştırmaların da mutluluğa katkı sağlayabileceğini söylüyor. Ardından rehberlerinin de yardımıyla bu etkinliğin sanatla ilişkisini somut bir şekilde ortaya koyuyor.

Seyahat Sanatı – Kısa Yorumum

Botton bu denemesinde, seyahatlerinden edindiği düşünceleri geçmişin bazı ünlü sanatçılarından aldığı bilgilerle destekleyerek aktarmak istemiş. Her zaman olduğu gibi bakılmayan noktalardan bakmayı ve karmaşadan uzak bir şekilde irdelemeyi başarıyor. Ancak ilk kez bir kitabını okurken hep bir şeylerin eksik olduğunu düşündüm. Bu düşüncemi doğuran şeyi bulmak için kitabı bitirdikten sonra tarayarak iki kez tekrar okudum. Vardığım sonuç şuydu; bazı bölümlerde rehberlerinden deneyimlerine uygun düşünceler seçmek yerine, seçtiği düşüncelere kendi deneyimlerini uydurduğu fikriydi. Özellikle Kır ve Şehir başlıklı beşinci bölümde, bunu yoğun bir şekilde sezinledim. Yine de bütün olarak baktığımda, deneme yazın türünü seven birisi olarak farklı düşünceler doğurması sebebiyle okuması keyif veren bir eser olduğunu söyleyebilirim.

Botton’un ilginç ve haklılık payı yüksek nokta atışı saptamaları birçok bölümde her zamanki gibi parlıyor. Okuduktan sonra gelecek seyahatlerinizi etkileyecek bir yönü olduğu gibi; geçmiş seyahatleriniz üzerine düşünmenizi ve birikimlerinizden yeni kavrayışlara ulaşmanızı sağlayacak bir eser. Özgün adı The Art of Travel olan kitabı, ülkemizde Ahu Sıla Bayer‘in çevirisiyle Sel Yayıncılık‘tan bulabilirsiniz. Puanım: 3/5

Bir Cevap Yazın