Kategoriler
Kitap

Tanrısız Gençlik – Ödön Von Horvath

Alman sürgün edebiyatının önemli isimlerinden Ödön von Horváth, 1937 yılında yayınlanan üçüncü romanı Tanrısız Gençlik’te, bir lise öğretmeninin anlatımıyla faşizmi ve küçük burjuvaziyi eleştiriyor.

Değerlendirme: 4 / 5.

1937 yılında yayınlanan Tanrısız Gençlik, Alman sürgün edebiyatının önemli isimlerinden Ödön Von Horvath‘ın üçüncü ve en ünlü romanıdır. Yazarın faşizme karşı olan görüşleri, bu romanında diğer eserlerinden çok daha belirgindir. Hitler’in iktidara gelmesinin ardından yaygınlaşıp benimsenen militarizmi ve buna karşı çıkmayan küçük burjuvaziyi güçlü bir şekilde eleştirir. Bozulan toplumun portresini, kuşaklar arasındaki etkileşimi de dikkate alarak net bir şekilde çizer. Bir yanda geçimini kaybetme korkusuyla ahlaki değerlerine sahip çıkmayan fırsatçı öğretmen; diğer yanda ise bağımsız düşünceden vazgeçerek diktatörlüğün kendilerini yönetmesine izin veren anne-babaların Nazi propagandasını benimsettiği çocukları vardır. Romanın ismi de Nazi Almanya’sındaki bu gençliğin karakter, düşünce ve sevgi eksikliğine dikkat çeker.

Suçlular ve ahmaklarla uğraşan biri, suçlu ve ahmak gibi davranmalı, yoksa yok olur. Her şeyiyle.

Tanrısız Gençlik – Ödön Von Horvath, s94.

Tanrısız Gençlik’in Konusu

Roman, Nazi Almanyası’ndaki eğitim sistemini bir öğretmenin gözlerinden anlatarak başlıyor. Öğretmen, öğrencilerinin ödevlerini incelerken, N’nin, siyahlara karşı karşı saygısızca ifadeler kullandığını fark ediyor. Bu durumu onaylamasa da, çekindiği için kağıt üzerinde yazılı herhangi bir düzeltme yapmıyor. Bu konuyu düşünürken yaşadığı içsel çatışmada, onun tüm kötülükleri kabul eden pasif bir insan olduğunu anlıyoruz. Ülkesinin ne kadar kötüye gittiğini ve faşizmin yükselişini görüp, emekliliğine birkaç sene kaldığı için sessizliğini korumayı sürdüren bir burjuvazi olarak karşımıza çıkıyor. Yine de, öğrencilerinin ödevlerini geri dağıtırken onlara siyahilerin de insan olduğu yönündeki düşüncelerini açıklamaktan geri duramıyor.

Bu küçük davranış, öğretmeni önce öğrencinin faşizmi benimseyen velisi ile karşı karşıya getiriyor. Ardından, sınıftaki tüm öğrencilerin okul idaresine verdiği bir mektupla sarsılıyor. Öğrenciler, siyahlar hakkındaki görüşleri sebebiyle onu şikayet edip yeni bir öğretmen talep ediyorlar. Okul müdürü ise emekliliğine birkaç yıl kalan öğretmeni uyarıp, uyum sağlaması konusuna dikkat çekerek ona destek oluyor. Bu olayın ardından, öğretmen öğrencileri ile bir okul gezisine katılıyor. Aslında öğrencileri askerliğe hazırlamak amacı güden bu gezideki rolünü ustalıkla oynamaya çalışıyor. Ancak daha önceki olay bu gezide etkilerini sürdürüyor ve bir dizi kötü olayı tetikliyor…

Romanın İşlenişine Dair

Yazar, romanda birinci tekil şahıs anlatımı kullanmıştır. Anlatıcısı, tüm bu olaylarla beraber kendi içerisinde çatışmalar yaşayan öğretmendir. Öğretmen, romanın başında oportünisttir. Rejime karşı olsa da kendi çıkarları için bunu dışa vurmaz. Her şeyin farkında olması ancak hiçbir şey yapmamasıyla, bir anlamda izleyici gibidir. Roman ilerledikçe izleyici olmaktan çıkarak olaylara doğrudan dahil olur. Önce kendi çıkarları doğrultusunda yanlışlar yapar. Bu yanlışların yol açtıklarını gördüğünde ise, yanlışlarını düzelmek için doğru bir insan olmaya karar verir. Tüm bu değişim süreci, güçlü diyaloglarla ve gerçekçi olaylarla sert bir bicimde işlenmiştir. Alt metinde ise, okuyucuya yalnızca faşizmin ortaya çıkardıkları değil, bencilliğin ve pasif direnişin faşizmi nasıl desteklediği de kendisini hissettirir. Tüm bunların yanında öğretmen, başlangıçta tanrıya inancını yitirmiş biridir. Dünyanın sertliğini ve dayanılmaz zulmünü göz önüne alıp, adil bir tanrıya inanmaz. Ancak yaşadığı olaylar, onu tanrıya yaklaştırır. Değişiminde en büyük etken de bu olur.

Tanrısız Gençlik: Ortaya Çıkışı ve Yayınlanışı

Ödön von Horváth, 1936 yılında Nazi Almanyası’ndan sınır dışı edildi. Önce Viyana’ya yerleşti ancak 1938’de Avusturya ilhak edildiğinde Budapeşte’ye kaçmak zorunda kaldı. Oradan da Paris’e göç etti. Tanrısız Gençlik’i Almanya’dan kovulduğunda, Avusturya’nın üzerine çökecek olan karanlığı beklerken kaleme aldı. Artık istenmeyenler arasında olduğunun ve eserlerinin yasaklanacağının farkındaydı. 1937 yılında Tanrısız Gençlik’i yayınlamak istediğinde, bunu gerçekleştirecek önemli bir isimle, Emanuel Querido ile yolları kesişti.

Querido, Hollanda’da başarılı bir yayıncıydı. Nazi Almanyası’ndan sürgündeki Alman yazarların kitaplarını yayınlamak için ayrı bir yayınevi kurdu. Kendi adını verdiği bu yayınevinde, 1933-1940 yılları arasında Alman sürgün edebiyatından 110 eseri Almanca olarak yayınladı. Bu eserlerde Ödön von Horváth gibi sürgün edebiyatçılar, Nazi rejiminin ve faşizmin tehlikelerini dünyaya duyurmaya çalıştı. Querido yazının gücünü faşizme karşı kullanan güçlü bir direnişçiydi. Maalesef bu direnişi kendisinin ve eşinin ölümüne yol açtı. Almanya’nın Hollanda’yı işgalinin ardından saklanmaya çalışsalar da 1943 yılında Naziler tarafından yakalanarak Sobibor’da öldürüldüler. Tanrısız Gençlik, onun dünya edebiyatına kazandırdığı sayısız romandan yalnızca bir tanesiydi.

Roman yayınlanmasından yalnızca bir yıl sonra birçok dile çevrildi. 1938’de bu romanın da etkisiyle Ödön von Horváth’ın eserleri Naziler tarafından yasaklandı. Bu yasak aynı yıl iki roman daha yayınlayan ve bir kaza sonucu ölen yazarın faşizm karşıtı görüşlerinin dünyaya yayılmasına engel olamadı.

Tanrısız Gençlik’in Ülkemizdeki Baskılarına Dair

Tanrısız Gençlik, yazarın dilimize çevrilen tek romanıdır. Özgün adı Jugend ohne Gott olan eser ilk kez 1943 yılında, Burhan Arpad‘ın çevirisiyle Tan Matbaası tarafından Allahsız Gençlik ismiyle yayınlandı. 1973 yılında May Yayınları ve ardından 1998’de Assos Yayınları bu çeviriyi aynı isimle tekrar yayınladı. Elli yılı aşkın bir sürenin ardından, eserin günümüze daha uygun ikinci çevirisini Oktay Değirmenci yaptı. Jaguar Kitap, bu çeviriyi 2016 yılında Tanrısız Gençlik adıyla yayınladı. 2019 yılında Irmak Cankul‘un çevirisiyle, Zeplin Kitap da eseri bu isimle yayınladı.

Son olarak, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, eseri 2006 yılında hayata geçirdiği Modern Klasikler Dizisi içerisine aldı. Tanrısız Gençlik, Gülperi Zeytinoğlu‘nun Almanca aslından çevirisiyle dizinin 176. kitabı olarak 2021 yılının Temmuz ayında yayınlandı. Okuduğum ve yazımı şekillendiren de çevirisini oldukça beğendiğim bu baskıdır.

Kulüpte kıza yardım edilmesi için karar alınmasını sağlayacağım! Yedinci maddeye göre sadece kitap okumak için değil, aynı zamanda kitaplara göre yaşamak için buradayız.

Tanrısız Gençlik – Ödön Von Horvath, s101.

Tanrısız Gençlik Üzerine Kısa Yorumum

Bir süre önce kitaplığıma eklediğim, okumak istediğim romanı, Viyana seyahatim öncesinde hazırlanırken fark ettim ve yanıma aldım. Yazıldığı dönemdeki karamsar atmosferi taşımasa da, aynı sanat ruhunu taşıyan şehirde okudum. Kırk dört bölümlük roman, çok kısa olmasına karşın, çok yönlü olmasıyla beni kendisine hayran bıraktı. Faşizm, çıkarcılık, pasiflik, inanç, eğitim ve daha birçok şeyi birbirine bağlayan güçlü bir yapısı var. Üstelik bölümlerin her birinin, kendi içerisinde ayrı bir anlamı da var. İsimleri de bunu yansıtıyor ve ancak bölüm okunduktan sonra anlam kazanıyor.

Roman, somut olaylar ile gerçekçi bir şekilde ilerliyor olsa da aslında soyut bir sorgulamanın etrafında da dönüyor. Tanrıya inancını kaybeden bir insanın yaptığı yanlışları ve tanrıyı yeniden bulmasının ardından yaşadığı değişimi görüyoruz. Bu yönü, romanda sıkıcı bulduğum tek şeydi. İnsanın kendi içerisindeki vicdan çatışmasının din olmadan yansıtılması gerektiğini düşünüyorum. İyiliğin temelinin tanrı inancı olduğu düşüncesinden hoşlanmıyorum. Bu yüzden puan kırıyor olsam da, bu konu romanın gücünü gölgelemeye yetmiyor. Aynı zamanda bir suç, aşk ve dönüşüm hikâyesi olan Tanrısız Gençlik, mutlaka okuyun diyebileceğim bir kitap. Puanım: 4/5.

Bir Cevap Yazın