Kategoriler
Kitap

Briç Masasında Cinayet – Agatha Christie

Hercule Poirot serisinin on beşinci kitabı olan Briç Masasında Cinayet’te, Poirot sevdiği tarzda bir cinayetle karşı karşıyadır. Dört katil zanlısı bir odadadır ve her birinin cinayeti işlemek için yeterli sebebi olduğu gibi, cinayet işleyebilecek karakterleri de vardır…

Değerlendirme: 4.5 / 5.

Briç Masasında Cinayet, Hercule Poirot Serisinin on beşinci kitabıdır. Agatha Christie’nin seri için en parlak dönemi kabul edilen 1934-1939 yıllarında yayımladığı eserlerden biridir. 1936 yılında yayımlanan kitabın seri içerisinde özel bir yönü de vardır. Hercule Poirot, 1935 yılında yayımlanan Cinayet Alfabesi kitabındaki bir diyalogda bu kitaptaki cinayeti ısmarlamıştır. Öyle ki bu ısmarlama, kendisine sorulan ince, esrarlı ve kanlı bir cinayet örneğine cevap olarak verilmiştir. Yani yazar, bu kitapta ünlü dedektif karakterine en uygun olduğunu düşündüğü, onun karşı karşıya kalmaktan keyif alacağı bir cinayet ortaya koyar.

Örneğin dört kişi oyun oynarlar. Beşinci adam şöminenin önünde oturur. Ve sonra onu ölü bulurlar. Katil oyun oynayan dört kişiden hangisidir?”

Cinayet Alfabesi, Agatha Christie, s18.

Briç Masasında Cinayet: Kitabın Konusu

Kitap, Hercule Poirot’nun eski tanıdığı koleksiyoner Bay Shaitana ile bir sergide karşılaşmasıyla başlıyor. Koleksiyonlara ve katillere sıra dışı bir merakı olan bu adam, katiller üzerine kısa bir konuşmanın ardından en değerli koleksiyonunu göstermek için Poirot’u akşam yemeğine davet ediyor. Bu koleksiyon, Shaitana’ya göre cinayet işlemiş ancak yakalanmamış, en iyi örneklerden, yani başarılı katillerden oluşuyor. Daveti ilginç bulan Poirot, koleksiyonu görmek için akşam yemeği davetini kabul eder. Yemekte, Poirot haricinde yedi konuk daha vardır. Sözde katiller, genç ve sessiz Bayan Meredith, başarılı doktor Dr Roberts, dul ve uzman briç oyuncusu Bayan Lorrimer ve spor avcısı Binbaşı Despard‘dır. Diğer üç isim ise dedektifin bildiği isimlerdir; gizli servis ajanı Albay Race, Poirot’nun arkadaşı polisiye roman yazarı Ariadne Oliver ve Scotland Yard’dan üst düzey bir dedektif olan Başmüfettiş Battle diğer konuklardır. Dört katil, dört dedektif ve bir konuk aynı odadadır.

Yemeğin ardından konuklar briç oynamak için iki masaya ayrılır. Bir masada Poirot ve tanıdığı isimler vardır. Diğer masa ise Shaitana’nın koleksiyonundan oluşur. Shaitana da konuklarına eşlik etmek için odada kalır ve şöminenin önündeki koltuğa oturur. Briç oyunları sona erdiğinde, konuklar gitmek üzereyken şok edici olay fark edilir. Bay Shaitana kalbinden bıçaklanarak öldürülmüştür ve katil odadakilerden biridir…

Briç Masasında Cinayet: İşlenişi

Christie’nin ve diğer birçok polisiye romanın en büyük klişelerinden birisi, katilin her zaman en az şüphe duyulan kişi olmasıdır. Bunun farkında olan yazar, ustalıkla planladığı ve işlediği bu romanında bu klişeyi yerle bir ediyor. Odadaki yedi kişi de yüksek profillidir ve dört tanesinin daha önce cinayet işlediğine dair güçlü şüpheler vardır. Dahası, her birinin Saitana’yı ortadan kaldırmak için yeterli sebebi de vardır. Bu yüzden tahmine meraklı okuyucu, katili yalnızca o akşam yaşanan olayların doğru değerlendirmesiyle bulabilir.

Roman boyunca olayı dört farklı uzman bakışıyla görürüz. Christie’nin tüm dedektifleri beraber çalışır. Yazar, katili bulmak için her birinin geçmişini ve metodunu kullanır. Okuyucu kendisini yazarın dört karakterine eşlik eden beşinci dedektif gibi hisseder ve çözümü arar.

Bir şeyin olmadığını düşünmek, sadece başınızı devekuşu gibi kuma sokmak demektir. İnsan, ne kadar acı verici olursa olsun, olaylara gözünü kırpmadan bakmalıdır.

Briç Masasında Cinayet, Agatha Christie, s101.

Briç Masasında Cinayet: Baskılar ve Diğer Şeyler

Briç Masında Cinayet kitabının, Frank Leclercq tarafından çizilen ve ülkemizde 2010 yılında Sevin Okyay çevirisiyle NTV Yayınları'dan çıkan bir çizgi roman uyarlaması da bulunuyor.

Özgün adı Cards on the Table olan kitap, ilk kez 1936 yılında çıktı. Ülkemizde ise, Gönül Suveren‘in çevirisiyle Briç Masasında Cinayet ismiyle 1982 yılında Altın Kitaplar Yayınevi‘nden ilk baskısını yaptı. Suveren’in çevirileri o yıllarda gazetelerden derlendiği için baskılar orjinal metinden daha kısadır. Bu sebeple, Altın Kitaplar Yayınevi son yıllarda Agatha Christie kitaplarını orjinal metinlerinden Çiğdem Öztekin‘e tercüme ettirerek yeni baskılarda bu çevirileri kullanıyor. Seri içerisindeki birçok kitap Çiğdem Öztekin tarafından tekrar çevrilse de, 2021 yılının başları itibariyle bu kitap maalesef henüz çevrilmedi. Kitabı okumak istediğinizde yeni çevirisi mevcut olursa, onu tercih etmenizi tavsiye ederim. Ayrıca meraklısı için kitabın, Frank Leclercq tarafından çizilen ve ülkemizde 2010 yılında Sevin Okyay çevirisiyle NTV Yayınları‘dan çıkan bir çizgi roman uyarlaması da mevcut. Derleme basım olan bu çizgi romanda ayrıca Miss Marple karakterinin kitaplarından Ölüm Çığlığı‘nın (The Murder at the Vicarage) uyarlaması da yer alıyor.

Kitapta, Agatha Christie’nin Albay Race, Ariadne Oliver ve Başmüfettiş Baattle karakterlerini bir Hercule Poirot romanında ilk kez görüyoruz. Bir kitapta ilk kez ortaya çıkan yazar Ariadne Oliver, Agatha Christie’nin kendisine dayandırdığı bir karakterdir. Bu karakter üzerinden aslında kendisine ve diğer polisiye yazarlarına mizahi eleştiriler yapar. Kahverengi Elbiseli Adam (The Man in the Brown Suit) kitabıyla tanıdığımız Albay Race ise, Poirot’nun yakın arkadaşı olarak ortaya çıkıyor. Bu arkadaşlığı sonradan Nil’de Ölüm (Death on the Nile) kitabında tekrar görürüz. Albay kendisine has soğukkanlılığını hiçbir zaman kaybetmez. Poirot ile fazla konuşmadan anlaşan güçlü bir karakterdir. Köşkteki Esrar (The Secret of Chimneys) ve Yedilerin Gizemi (The Seven Dials Mystery) kitaplarındaki Başmüfettiş Battle’ın yolu da Poirot ile burada kesişir. Bu karakter de Christie’nin polis içerisindeki kafası çalışan az sayıdaki karakterindendir.

Briç Masasında Cinayet: Kısa Yorumum

Briç Masasında Cinayet, Hercule Poirot Serisi içerisinde en beğendiğim kitaplardan biri oldu. Aslında kitabın başında Christie’nin Bay Shaitana’yı şeytanlaştırmasını biraz abartı buldum. Bu yüzden biraz ön yargıyla okumaya başladım. Ancak bu bölümden sonra başlayan ve son ana kadar kalitesini koruyan kurgu çok başarılıydı. Dörde dört bir karşılaşma olması ve yazarın her dedektifin metodolojisini kullanarak nihai sonuca ulaşması benzersizdi. Bununla beraber okuyucunun kendisini beşinci dedektif olarak hissedebilmesi de ayrıca keyif veriyor. Poirot’yu başka kitaplardan tanıyan ve karakterini bilenler için en keyif alınacak kitaplardan biri olduğunu söyleyebilirim. Bunun yanında, Agatha Christie’yi ilk kez okuyacaklar için de güzel bir başlangıç…

Bir Cevap Yazın