Kategoriler
Kitap

Karabibik – Nabizade Nâzım

Nabizade Nazım’ın Kaş’ın Beymelek köyünde görev yaparken gözlemlerine dayanarak kaleme aldığı Karabibik, Türk edebiyatının ilk realist romanı olmasının yanı sıra, taşrada geçen ilk eseri olarak da önem taşıyor…

Değerlendirme: 1.5 / 5.

Nabizade Nazım‘ın 1890 yılında yayımlanan eseri Karabibik, Türk Edebiyatı’nın önemli yapı taşlarındandır. Emile Zola ve Alphonse Daudet gibi Fransız yazarlardan etkilenen yazarın realist bir roman yazma girişimi, edebiyatımızın dönüm noktalarından biri olmuştur. Karabibik, hem gerçekçiliği hem de taşrada geçen ilk eser olması sebebiyle ilktir. Üstelik gerçekçiliğinin salt edebi bir heves uğruna yapılan araştırmalara değil, deneyimsel gözlemlere dayanıyor olmasıyla, nitelikli bir eser olduğu kesindir.

Nazım, 1889 yılının sonbaharında, bölgenin arazi haritasını çıkarmak üzere ordu tarafından Kaş’a gönderilmiştir. Altı ay görev yaptığı bölgede, bölge insanının da topoğrafik haritasını çıkarır ve aktardığı eserine Karabibik adını verir. Demre’nin Beymelek köyünde geçen Karabibik’te, bölge insanının günlük yaşamını, hayallerini, duygularını ve düşüncelerini okuruz. Müslüman çiftçilerin gayrimüslimler ile olan ilişkilerinde, yönetime ciddi eleştiriler vardır.

Eserin Konusu

Karabibik, gariban, sıradan bir köylüdür. Babasından miras kalan arsanın bir kısmını satıp askerlik parası olarak vermiş, geri kalanıyla da geçirmeye çalışmaktadır. Karısı ölmüştür ve ona pek de yardımcı olmayan kızı ile beraber yaşamaktadır. Günlük yorucu uğraşının içerisinde iki hayali vardır. Birincisi tarlasını sürmek için kendi öküzlerinin sahibi olabilmek, diğeri ise kızı Huri’yi evlendirmektir. Öküz sahibi olursa saygıdeğer bir köylü olacağını ve böylece kızı için daha iyi talipler çıkacağını düşünür. Bu sayede tarlasını kızına çeyiz yapmak zorunda kalmadan onu evlendirebilecektir. Durumu üzerine sıkça düşünür ve sonunda istediği iki öküzü alabilmek için daha önce borcu olan tefeciden yeniden borç istemeye karar verir…

Yayınlanışına ve Baskıya Dair

Nabizade Nazım, Karabibik’i, Kaşta geçirdiği Ekim 1889 – Mart 1890 tarihleri arasında kaleme almıştır. 1890 yılında yayınlanan eser, o günden bugüne farklı yayınevleri tarafından birçok kez yayınlandı. Okuduğum ve yorumladığım bu edisyon ise, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları‘na dair. Zehra‘nın ardından, Nabizade Nazım’ın Türk Edebiyatı Klasikleri Dizisi içerisinde yayımlanan ikinci eseri oldu. Eserin günümüz Türkçesine uyarlanmasında Salih Bora‘nın imzası yer alıyor.

Karabibik Üzerine Kısa Yorumum

Karabibik, yazarı tarafından roman olarak nitelenip okuyucuya sunulsa da, roman nitelikleri taşımaktan çok uzak bir eser. Eseri Novella olarak nitelendirmek çok daha doğru olur. Aynı Nazım gibi ben de bir dönem Kaş’a sonbaharda gitmiş ve aşağı yukarı onunla eş değer bir süre geçirmiştim. Bölgenin insanı ile tanışıp, zamanımı onlar ile geçirmiş ve gözlenmemiştim. Bu gözlemlerime dayanarak, Nazım’ın esere fikir olarak çok iyi bir noktadan yaklaştığını düşünüyorum. Karabibik yalnızca o günün değil, aynı bölgede bugünün köylüsünü de anlatıyor. Şehirlilere düşünmesi uzak gelse de, hayali bir öküz almakla eşdeğer olan insanlar bugün de var.

Eserin yaklaşımı ve konu seçimi güzel olsa da, içeriği maalesef derinlikten çok uzak. Aslında çok uzun sürmesi muhtemel bazı olayları, çok kısa bir zaman diliminde, gelişigüzel bir anlatımla okuyoruz. Nazım’ın bölgesel dil kullanma çabası yazında çok başarısız ve gerçeklikten uzak duruyor. Sanki dil kullanımı için kurgusunu zorlayıp ortaya bu metni çıkarmış hissi uyandırıyor. İlk olması sebebiyle, döneminin yanı sıra bugün de edebiyatımız için önem taşıyor oluşunu anlıyorum. Yine de bu, okunmaya değer bir eser olduğu anlamına gelmiyor. Dönemin edebiyatının gelişimini anlamak için okuyabilirsiniz. Bu yönde özel bir merak duymuyorsanız, kesinlikle okumayın. Puanım: 1,5/5.

Bir Cevap Yazın