Kategoriler
Kitap

Udi – Fatma Aliye

Fatma Aliye’nin kendi ayakları üzerine basmayı başarabilen güçlü bir kadının zorluklarla dolu yaşam yolculuğunu anlattığı Udi romanı, yazarın güçlü ve ahlaklı kadın figürüne takıntı derecesinde odaklanması ve romanın diğer karakterlerini yalnızca onun hikayesini destekleyen birer figüran olarak bırakması sebebiyle oldukça zayıf bir eser…

Değerlendirme: 1.5 / 5.

Udi, ilk Türk kadın romancımız Fatma Aliye‘nin 1899 yılımda yayımladığı dördüncü romanıdır. Üçüncü romanı Refet‘ten bir yıl sonra yayımlanmıştır. Döneminde kadın hakları düşüncesinin şekillenmesinde rol oynayan diğer romanları gibi, bu romanında da kadının Osmanlı toplum ve aile yaşamındaki konumunu işlemiştir. Bedia isimli, müziğe yetenekli bir kız çocuğunun, ailesinin desteğiyle aldığı müzik eğitimi sayesinde kendi ayakları üzerine basabilen güçlü bir kadın olma yolculuğunu anlatır. Ele aldığı konu, kadının gerektiğinde kendi ayaklarının üzerine basabilmesinin önemi ve bu yoldaki eğitiminde aileye düşen görevdir. Bedia’nın hikayesini, yazarın işlediği konu çerçevesinde üç bölüme ayırmak mümkündür. İlk bölüm, babasının Bedia’ya verdiği eğitim üzerinden, kadının gelişiminde ailenin rolünü işler. Ardından, aldığı eğitimin güçlendirdiği karakteriyle kadının iffetini ve onurunu korumasını anlatır ki, bu noktada Bedia’yı eğitim ve aile konusunda onun kadar şanslı olmayan bir başka kadınla karşılaştırır. Sonunda da, eğitimi sayesinde güçlü durabilen, ekonomik ve sosyal özgürlüğe sahip bir kadın görürüz…

Romanın dili, dönemiyle uyumlu bir şekilde süslü ve şiirseldir. Bedia’nın hayatının ortasından başlayan ve önce çocukluğuna, ardından da bugününe giden zaman kurgusu dikkat çekicidir. Romanın sonuna, yani bugüne ulaştığında, okuyucuyu bir sürpriz karşılar. Fatma Aliye, hocası Ahmet Mithat Efendi‘nin 1891 tarihli romanı Müşahedat‘ta yaptığı gibi, kendisini romana dahil eder. Bedia’nın hikayesinin okuyucuyla nasıl buluştuğunu ve Bedia’nın sonunu kendi ağzından anlatır.

Yayınlanışına ve Baskıya Dair

Udi ilk olarak, 1899 yılında İkdam Gazetesi‘nin 1691-1726 numaralı sayılarında 35 bölüm olarak tefrika oldu. Ardından, aynı yıl içerisinde gazetenin matbaası tarafından kitap olarak yayınlandı. Romanın Latin harflerine çevrilen farklı edisyonları, günümüze dek birçok farklı yayınevi tarafından okuyuculara sunuldu.

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2018 yılında hayata geçirdiği Türk Edebiyatı Klasikleri Dizisi ile, edebiyatımızın klasik eserlerini günümüz Türkçesiyle yayınlıyor. Udi, Refet ve Levâyih-i Hayat‘ın ardından Fatma Aliye’nin dizi içerisinde yayımlanan üçüncü kitabı oldu. Dizinin 73. kitabı olan bu edisyonda, eserin günümüz Türkçesine uyarlanmasında Senem Timuroğlu‘nun imzası yer alıyor.

Udi Üzerine Kısa Yorumum

Yazarın okuduğum diğer iki romanı gibi, Udi de beğenmediğim bir eser oldu. Karakterin sürekli acılar içerisinde boğulduğu, sürekli başına bir şeylerin geldiği eserleri içimi sıktı diyebilirim. Udi’nin anlatımındaki zayıflık ve şiirsellik sevdası, okumayı daha da zorlaştırıyor. Üstelik, üzerine o kadar tek yönden düşünülmüş bir roman ki, Bedia’nınki hariç herhangi bir bakış açısıyla ayakta kalması mümkün değil. Tüm diyaloglar ve davranışlar, Bedia’nın hikayesinin ilerlemesi için oluşturulmuş. Tüm süslü cümleler, Bedia’nın mükemmelliğini anlatmak için seçilmiş…

Mesela, romandaki erkekler, Bedia’nın hayatındaki tüm olaylarda belirleyici rol oynuyorlar. Buna rağmen hiçbirinin ciddi bir karakter derinliği bulunmuyor. İyi-kötü ayırıcı çizgisi çizip, her birini bu çizginin bir tarafına kolayca yerleştirebiliriz. İyi baba, kötü eş ve iyi erkek kardeşten ibaret düşünülmüş karakterler. Kadınlara bakarsak da durum pek farklı olmuyor. Bedia’nın kocası Mail’in gönlünü kaptırdığı Helula, yalnızca Bedia’ya rakip olması için yaratılmış basit bir karakter. Bu sayede yazar, bu rekabet üzerinden buluşturduğu Bedia ve Helula’yı konuşturarak ahlaki fikirlerini ortaya koyuyor. Bunlar o kadar sığ ve desteği zayıf fikirler ki, yazarın Helula’yı da hiç düşünmediği, kendisini yalnızca kendi doğrularından yarattığı, acılardan zafere giden bir kadın portresi çizmeye odakladığı açıkça anlaşılıyor. Kısacası Udi için düşünceden uzak, okuması zor ve sığ bir roman denemesi diyebilirim. Puanım: 1,5/5.

Bir Cevap Yazın