Kategoriler
Kitap

Müşahedat – Ahmet Mithat Efendi

Yazı makinesi lakaplı Ahmet Mithat Efendi’nin 1891 yılında yayınlanan romanı Müşahedat, Osmanlı’nın renkli toplumundan farklı etnik ve dini kökendeki karakterlerin arasında yaşananları natüralist bir anlatımla okuyucuya sunuyor…

Değerlendirme: 3 / 5.

Ahmet Mithat Efendi‘nin 1891 yılında yayımlanan romanı, Müşahedat, kurgusu ve yazım tekniği ile edebiyatımızın önemli eserlerindendir. Ahmet Mithat, romanın başına “Okuyucularla Sohbet” isimli, sunuş niteliğinde bir yazı kaleme almıştır. Yazarın roman türüne dair görüşlerini içermesi açısından önemli olan bu yazıda, Müşahedat’ı neden yazdığını da açıklamaktadır.

İyimser bir karakteri olan Ahmet Mithat, bu yazısında Emile Zola ve arkadaşları diyerek bazı natüralist romancıları ahlaki tercihlerinden dolayı ciddi bir şekilde eleştirir. Zola ve arkadaşlarının yazdıkları romanlarda sadece kötü ahlakı işlediklerini öne sürer. Oysa ona göre, insanın doğal hali kötü değildir. Bu sebeple de, natüralist bir romanda insanın doğal hali iyi olarak işlenmelidir. Müşahedat’ı, natüralist romanlara bir örnek olması açısından kaleme almıştır. İsminden de anlaşılabileceği gibi, romandaki kişilerin, mekanların ve olayların gözlemlerine dayandığı aşikardır. Ahlaki tartışmayı bir yana bırakırsak, yalnızca bu yönüyle bile güçlü bir natüralist roman örneğidir. Yazarın kendisini romana dahil edişi de doğallığını güçlendirmiştir.

Güzel olduğunu iddia edip şimdiden müjdeleyemem. Fakat ait olduğu zamana, âleme göre tamamı tamamına tabii -natüralist- olduğunu kesin olarak iddia edebilirim. Kurgulandığı olaylar günlük müşahedattan -gözlemlerden- oluşur. Onun için ismini de öyle verdim.

Okuyucularla Sohbet, Müşahedat, Ahmet Mithat Efendi, s xii.

Müşahedat’ın Konusu

Roman, Ahmet Mithat’ın işe giderken bindiği vapurda şahit olduğu bir olayla başlar. Vapurda karşılaştığı kadınların konuşmalarından duydukları ve kadınlardan birinin bir başka erkek yolcuyu dövmesi, arka plandaki olaylara dair merakını uyandırır. Kadınları takibe alan yazar, onlardan biriyle, Siranuş ile tanışır. Ahmet Mithat bu tanışıklıktan öğrendikleri ile yeni romanının temellerini atar. Siranuş ile tanışıklığı ve olayları öğrenme merakı onu önce Refet Bey ile; ardından da romanın diğer başlıca kişileri Agavni ve Seyit Mehmet Numan ile tanıştırır. Bu kişilerin yaşam öyküleri ve yazarın da dahil olduğu ilişkiler, romanın ana konusunu oluşturur.

Müşahedat’ın Yayınlanışı ve Baskılarına Dair

Roman ilk olarak 1890-1891 yılları arasında Tercüman-ı Hakikat Gazetesi’nde toplamda 103 bölüm olarak tefrika edildi. Bu tefrikada, Müşahedat için “Yerli Roman” ibaresi yer alır. Tefrikanın ardından, 1891 yılında kitap olarak basıldı. Ahmet Mithat, kitabın sunuş metinde de romanı “yerli” olarak tasvir etmektedir. Ancak içeriğindeki farklı kökenli karakterler sebebiyle milli olmadığına da vurgu yapar.

Romanın Latin harfleriyle baskılarını taradığımda, 1979 yılına kadar geri gidebildim. Bulduğum bu ilk baskı, Bilge Yayıncılık tarafından yapılmış. Eserin hazırlığında, Necmettin Turinay‘ın imzası yer alıyor. Bu ilk basım haricinde, günümüzde eserin birçok yayın evinden farklı edisyonlarını kolayca bulabilirsiniz Okuduğum ve yorumladığım bu baskı ise Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları‘na ait. Mehmet Kanar‘ın Günümüz Türkçesine uyarladığı Müşahedat, yayınevinin Türk Edebiyatı Klasikleri Dizisi içerisinde 67. kitap olarak yayınlandı.

Müşahedat Üzerine Kısa Yorumum

Roman gerek kurgusu, gerekse de karakterleri ve işlenişi bakımından okuduğum klasikler arasındaki en farklı eserlerden biriydi. Ahmet Mithat’ın kendisini romana ustaca yerleştirmesi romanı ilginç kılsa da, asıl gücünün çeşitliliğinden geldiğini düşünüyorum. Yazar, Osmanlı’nın farklı milletlerden oluşan toplumunun çeşitliliğini bu romanında karakterleri ile başarılı bir şekilde aktarıyor. Romanda Ahmet Mithat’ın yanı sıra, her birinin geçmişini detaylıca öğrendiğimiz farklı etnik ve dini kökenlere sahip karakterler yer alıyor.

Olumsuz olarak bakarsam da, yazarın bazı betimlemelerinin ve ahlak derslerinin okumayı zorlaştırdığını söylemeliyim. Yazı makinesi lakabıyla bilinen yazarın betimlemeleri ve cümle kalıpları diğer eserleriyle çok benzerdi. Daha önce okuduğum eserlerinde de beğenmediğim bu yönleri uzun bir romanda beni epey sıktı. En çok rahatsız olduğum kısım ise, ahlak dersleri vermesi sanırım. Nedense, Ahmet Mithat’ın bu tarz yorumlarında sahte bir ahlak bekçiliği seziyorum. Romanı Emile Zola gibi yazarların ahlak anlayışına karşı yazdığından yukarıda bahsetmiştim. Buna karşın, Müşahedat’ı, okurken savunduğu anlayışını nasıl savunduğuna hayretler içerisinde kalabiliyorsunuz. Yine de, bu olumsuz yönler Müşahedah’ı okunmaya değer bir klasik olarak tavsiye etmeme engel değil. Daha önce Ahmet Mithat okumadıysanız, başlamak için güzel bir eser olduğunu da söylemeliyim. Puanım: 3/5

Bir Cevap Yazın